Demokrasinin fişi!..

Melih Gökçek'in de fişi çekildi...

 Bitmeyecek gibi geçen yıllar boyunca Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'ydı...

 Kadir Topbaş'ın adı unutuldu bile!

 Bizler "yahu ne oldu da bu adamları görevden aldınız?" diye sormasak, gündemde dahi değil...

 İstanbul'u, bitmeyecek gibi geçen yıllar boyunca yöneten adam...

 Yandaşlar, Saray beslemeleri hep bir ağızdan;

 "Kral öldü, yaşasın Kral" naraları ile kendi çıkar koordinatlarını yeni rotaya uydurma çabasındalar...

 ***

Hatırlayın;

Ahmet Davutoğlu önce Başbakan yapılıp seçimlere sokuldu, ardından onun da fişi çekildi...

Fişin ucu aynı elde...

Bir Türkiye tablosu yapsam diyorum; kablolarla tek merkeze bağlanmış insanları resmederdim...

Bakanlardan bürokratlara, hâkimden savcıya, polisten askere kadar...

Futbolcusu, basketbolcusu, koç'u, antrenörü...

Dernek başkanı, medya patronu, köşe yazarı...

Meclis'te kablolu milletvekilleri...

Rektör, büyükelçi, müfettiş...

Malumunuz; belediye başkanları...

 Herbirinin fişi Saray'da takılı...

 ***

 Bitkisel hayata giren hastalar makinelere bağlanır.

Makine ile soluk alır, makine ile beslenir...

Hayat, makineyi elektriğe bağlayan fişin ucundadır...

Türkiye tüm kurum ve kuruluşları ile bitkisel hayatta...

Fişin ucu O'nda...

 ***

 Düşünün;

 Bir nesil AKP döneminde demokrasi ve özgürlüğün ne olduğunu bilmeden yetişti...

 Gençler, eylem denilince Gezi'yi hatırlıyor; copları, gaz bombalarını, ölümü...

Eleştiri denilince attığı twitt için tutuklanan çocuklar akla geliyor...

Gazetecilik; mahpusluk...

Siyaset; Antik Roma'nın ölüm arenası!

Güçlünün güçsüzü yok ettiği, farklı düşünenin, eleştirenin yakıldığı Orta Çağ karanlığı...

İktidarda kalmak için her yolun mübah sayıldığı,

Kuralsızlığın, kanunsuzluğun olağan hale geldiği,

İktidar partisinin devletleştiği bir çeyrek asır...

 ***

 AKP'li belediye başkanlarının tek tek fişi çekiliyor.

Beyin ölümü gerçekleştiğine tek bir kişi karar veriyor.

Mesele yalnızca Davutoğlu, Topbaş ya da Gökçek değil...

Mesele bir demokrasi sorunu.

Mesele, başta fişi çeken olmak üzere, "tek adamlığın" normalmiş gibi dayatılıyor olması...

Tek bir kişinin, tüm kurum ve kuruluşların,

Türkiye'nin tüm demokrasi, hukuk ve özgürlük birikimlerinin üzerinde durması.

Mesele, tüm koruma duvarları yıkılan demokrasi ve hukuk devletinin fişinin, tek bir kişinin elinde olması...

 O fiş de çekildi... Farkında mıyız?