Gediz, ergene olmasın!..

1995 yılıydı... Trakya’ya can veren Ergene Nehri’nin suları toprak için ölümcül hale gelmişti. Öyle ki çiftçiler Ergene'den tarlalarına su çekmiyorlardı...

Bölgeye gittim, kaynağındayken içilebilir suyun Trakya’nın göğsünde yayıldıkça nasıl zehirlendiğini görüntüleyip haber yaptık. Fabrikaların bazılarında arıtma yoktu, bazıları ise arıtmayı çalıştırmıyordu... 

Skandalı belgeleyince birçoğuna ceza kesildi ama olan olmuştu! Sonraki yıllarda da durum değişmedi... Ünlü yazar Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” romanındaki gibi Ergene, herkesin bilgisi dahilinde, iktidardan yerel yöneticilere, iş insanlarından bölge halkına kadar ortak cinayetin kurbanı olmuştu... 

Tunç Soyer

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gediz Nehri’nin doğduğu topraklara gitmeye karar verince bu cinayeti hatırladım... Trakya, can damarını kesmişti... Gediz, Ergene olmayacaktı... 

Murat Dağı, Karapınar Şelalesi... Yeryüzü cenneti... Tunç Soyer, Gediz’in yeryüzü ile buluştuğu noktada su içti ve bu yaşam pınarının önemine dikkat çekti; 

‘Milliyetçilik, yaşadığın toprağa, suya, ağaca, ne kadar sahip çıktığınla ölçülür... Daha fazla geç kalmadan doğamızı kirlilikten korumak zorundayız’ dedi... Pırıl pırıl suları ile İzmir Körfezi’ne doğru akan Gediz Nehri de tıpkı Ergene gibi yol boyunca zehirleniyor... 8 kenti geçiyor, yarattığı Menderes deltası ile 6 milyon insanı etkiliyor. 

Sorun, Türkiye’nin kirlilik hafızasında yer etmiş... Organize sanayi bölgeleri, fabrikalar... Arıtma var ama çalıştırılmıyor... CHP’li Rıfat Nalbantoğlu ile konuşuyorum, ‘Elektrik pahalı diye arıtmayı çalıştırmıyor fabrikalar... Elektrik, arıtma için ücretsiz olmalı’ diyor... 

*

Tunç Soyer Gediz’i kurtaracağız diyor, Körfez’de 3 yıl sonra kulaç atacağını söylüyor, kuraklığa dikkat çekiyor, önlem için projeler yapıyor, yerli tohum üretiyor, çiftçiye destek verip ürün planlamasına katkı sağlıyor... Doğa tahribatının insan yaşamına, ekosisteme doğrudan verdiği zararı anlatıyor... Sadece bugüne değil yarınlara, geleceğe bakıyor...

Kimileri Soyer’i “İsveç’in belediye başkanı gibi” diye eleştiriyor... Türkiye’ye, İzmir’e ne büyük haksızlık... Neden Batı standardında bir vizyonu olmasın belediye başkanlarımızın? İnsanlığın ortak sorunları İzmir’in de sorunu değil mi?

Doğayı kucaklamanın, suya sahip çıkmanın, sürdürülebilir tarımın, yaşamı korumanın partisi, tarafı olmaz...