2024 All Rights Reserved.
İçişleri Bakanlığı emekli amirallerin yaptıkları açıklamaya destek oldukları gerekçesiyle Türkiye Emekli Subaylar Derneği’ne (TESUD) soruşturma başlattı...
Derneğin yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyeleri görevden uzaklaştırıldı...
Yani... Mahkemenin 104 amirali tutuksuz yargılama kararı birilerini fena halde rahatsız etmiş görünüyor.
O gece, emekli amiraller içeri tıkılmadı diye karalar bağlayan sözde akademisyenler, sözde gazeteciler gördük...
Olmayan darbe senaryosu ile bir bardak suda fırtına koparıldı.
Türkiye’nin yüz akı amirallere elektronik kelepçe takıldı...
*
Emekli askerler üzerinden bir gözdağı veriliyor.
İyi ama kime?
Amirallerin ortak özelliği Mavi Vatan’ı emperyalizme karşı korumak ve savunmak değil mi?
FETÖ operasyonlarında da kişilerden çok fikirler, ideolojiler Silivri zindanlarına gömülmek istenmişti.
Ortak hedef; Atatürk Türkiyesi ve tam bağımsızlık ülküsüydü..
*
15 Nisan’da not ettiğim bir haber masamın üzerinde;
“ABD’ye ait 2 savaş gemisinin boğazlardan geçişi iptal oldu...”
Büyük resme bakalım;
Boğazlardaki Türk mührü Montrö çalışıyor, yaşıyor...
Yemyeşil çam ormanları denizle buluşmuş...
Kutsal kitaplardaki cennet tasvirinin yeryüzü fotoğrafı gibi...
Koyun kıyısında, evlerinin bahçesine çıkmış Kanadalı kadınlar. Hemen önlerinde suda batıp çıkan balinaları izliyorlar...
Sosyal medyada dolaştı bu görüntü... ve dün şu haber düştü ajanslara:
“Kazdağları’nda kurmaya çalıştığı altın madeni ile ilgili izinleri yenilenmeyen madencilik şirketi Alamos Gold Türkiye’den 1 milyar dolar tazminat istedi!”
Dünya devi Kanadalı bu şirket, kendi topraklarında cesaret edemediği yağmayı Türkiye’de yapıyor.
Kanadalı şirket, Kanadalı yetkililerden, Kanadalı siyasetçilerden, Kanada hükümetinden görmediği ayrıcalığı Türkiye’de gördü... Kazdağları gibi en az Kanada coğrafyası kadar güzelliğe kezzap döktü...
Yüz binlerce ağacı kesti... Doğanın dengesini bozdu...
Kendi vatanında tek bir ağacı kesmeyi aklından dahi geçiremeyecek bu şirket, Türkiye yağmasında rahattı..
AKP özel yasalarla maden şirketinin önünü açtı, AKP’li siyasetçiler bölgeden yükselen feryatlara kulağını kapadı...
Cinayet hepimizin gözü önünde gerçekleşti! Kazdağları’nda, yemyeşil doğanın ortasında Mars yüzeyini andıran görüntüler büyük tepki yaratınca hükümet frene bastı...
Özeti bu...
İşbirlikçi iktidarların ve küresel şirketlerin yeryüzü yağması böyledir...
Yok ettikleri doğanın üzerine bir de tazminat istiyorlar!
Kanadalılar bahçelerinden balina izleyip keyif sürerken sömürge toplumlara düşen zehir solumak ve soyulmaktır!
Sonunda kendi yaşam hakkımızı kendimizin koruyacağı aşamaya geldik!
Uzmanlar riskli grup içinde olup da virüse yakalananların yüksek ihtimal öleceğini söylüyor.
Çünkü yeterli müdahaleyi yapacak yoğun bakım ve yeterli sağlık personeli yok!
Çünkü Hindistan’dan sonra salgında dünya ikincisiyiz.
Çünkü Portekiz’de bile ölü sayısı bire düşmüşken bizde 400’e doğru tırmanıyor.
Çünkü aşılar yetersiz... Çünkü geç kalındı, planlama yapılmadı, pandemi kötü yönetildi...
Çünkü bilim insanları dinlenmedi...
Uzmanlar “Herkes başının çaresine baksın” diyor... AKP iktidarı ise her gün önlenebilir ölümlerin ağır yükü altında eziliyor.
Çünkü başından bu yana yanlış yaptılar ve hâlâ yanlışta ısrar ediyorlar.
*
Üç kişiye bir otomobilde seyahati yasaklayanlar, fabrika servislerini, otobüs ve metrobüsleri serbest bırakıyor!
Virüs kalabalıkta yayılmıyor mu?
AKP kongrelerine ne demeli?
AVM’ler açık ama deniz kıyısına sandalye koyup sıfır risk altında oturmak yasak!
*
Covid-19’a, ilk çıktığında -başbakandan Hollywood yıldızına kadar- herkese bulaşıyor diye “sosyalist virüs” diyenler olmuştu.
Ama artık bu virüsle gelen ölümlerin sınıfsal olduğunu ve öncelikle toplumların en savunmasız ve yoksul gruplarını, insanlarını öldürdüğünü görüyoruz.
Kalabalık ailelerde ölümler oluyor. Aynı odada uyumak zorunda kalanlarda... Fabrikada vardiyasını tamamlamak zorunda olanlarda...
Kimsesizleri öldürüyor virüs... Evin tek çalışanı olarak işe giden ve aynı evde yaşadığı anne-babasına ölümü taşıyanları öldürüyor.
Türkiye çok kötüye gidiyor... AKP’nin bugüne kadar yaptığı yönetim yanlışları ise yarınlara dair endişemizi katlıyor.