2024 All Rights Reserved.
Orta Doğu'da sular yine bulandı...
Suriye'deki savaş, çocukların ölümleri üzerinden hasım devletlerin bilek güreşine dönüştü!
Sorsanız tüm taraflar "barış" istiyor!
***
ABD yine bir "kimyasal saldırı" iddiasıyla dünyayı cepheleşmeye taşıdı.
Duma kentinde Suriye'nin, sivilleri hedef alan kimyasal saldırıda bulunduğu ve Rusya'nın saldırılara göz yumduğu iddia ediliyor.
Peki "kimyasal saldırı" gerçekten oldu mu? Bilinmiyor...
Rusya ve Suriye iddiayı yalanlıyor, Batı medyasının yalan haber yaptığını, bağımsız temsilciler tarafından bölgede araştırma yapılmasını istiyor...
***
ABD Başkanı Trump'ın kesin bir dille Esad'ı suçlaması ve gereğini yapacağını açıklamasının ardından ise; İngiltere, Fransa, Türkiye, tarafını net olarak belli etti.
Ankara, "daha kanıtlanmadan" kimyasal saldırı yapılmış gibi Esad'ı hedef alan açıklamalarda bulundu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ise ABD sözcüsü; BMGK kararı ne olursa olsun Suriye ile ilgili gerekeni yapacaklarını açıkladı...
Peki, biz bu filmi en son nerede görmüştük?
ABD, Irak'a da neredeyse aynı iddialarla saldırmadı mı?
Hatta, Birleşmiş Milletler'in vereceği kararın da umurlarında olmadığını belirterek, Irak'ı vurmaya başlamadı mı?
ABD "kimyasal yalanlar" konusunda sabıkalı bir devlet...
Ancak Esad'ın kimyasal kullanmadığını da iddia etmiyorum; belki de bu kez doğruyu söylüyorlardır.
Yapılması gereken bağımsız temsilcilerin yapacağı araştırma sonucunu beklemek...
Eğer iddialar doğru ise Esad ve yönetimi en ağır şekilde karşılığını bulmalıdır.
Peki ya, yalan ise?
Ya, Irak'taki film Suriye için başa sarılıyor ise?
Türkiye, hemen ABD tarafında konumlanarak acele etmedi mi?
***
Ankara çok ilginç bir dış politika izliyor...
Denge politikası demek mümkün değil;
Bu politikanın adı; olsa olsa "herkesle kötü ol politikası" olmalı...
Bu gidişle Türkiye'nin, hem Rusya'yı hem ABD'yi "kaybetme" ihtimali artıyor.
ABD, Esad'ın kimyasal saldırı yaptığı iddiası ile açık şekilde Rusya'yı tehdit etti...
Rusya, ABD'yi bulanık suda balık avlamak, girdiği coğrafyaları kan gölüne çevirmekle suçladı...
Türkiye bu kutuplaşmada -Ankara'nın Esad karşıtlığı nedeni ile- ABD'nin yanında yer aldı...
Ama aynı zamanda Rusya ile S-400 füzeleri alımı ve nükleer santral iş birliği devam ediyor.
Rusya, Türkiye'nin bu dalgalı tavrı karşısında, Türk askerinin Afrin'den çekilmesi ve bu toprakları Suriye'ye terk etmesi gerektiğini açıkladı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün; "Kime teslim edeceğimizi biz biliriz!" diyerek Rusya'ya yanıt verdi. Kimyasal saldırı ile ilgili ise; geri adım atarak "Esad yaptı" demek yerine daha diplomatik bir dil kullandı...
***
Dünya giderek daha kalın hatlarla kutuplaşıyor...
Soğuk Savaş döneminden çok daha yıkıcı, savaş çığırtkanı açıklamalar yapılıyor...
İki büyük gücün restleşmesinde Türkiye tarafını seçmeye zorlanıyor.
ABD'nin, Orta Doğu'nun kanlı atlasındaki en yakın hedefinin İran olacağı sır değil...
Pentagon, olası operasyonda Türkiye'yi, İran'a ve dolayısı ile Rusya'ya karşılık ABD'nin yanında yer alması için sıkıştırıyor.
İki taraf arasında denge kurayım derken, eldeki bulgurdan olma tehlikesi yaşayabiliriz.
Ankara'nın Suriye meselesinde "Esad gitsin" de ne olursa olsun tavrından vazgeçmesi memleketin yararına olacaktır.
Türkiye'nin ulusal çıkarları çerçevesinde kendi önceliklerinde direndiği, komşuları ve kutup devletlere karşı güven veren, tutarlı, net bir dış politikaya ihtiyacı var...
Stratejist Nejat Eslen ile konuşuyorum; "ABD, S-400 füzelerini Suriye'ye saldırarak test edecek" yorumunu yapıyor...
Evet, Pentagon Rusya'ya karşı bir gözdağı olarak Suriye'yi vurabilir. Bu durumda ABD füzelerini Rus S-400'ler karşılayacak...
Bölgede silahlar parlatılırken, usta diplomatların tasfiye edildiği Türkiye'yi, çok zorlu günler bekliyor...