2024 All Rights Reserved.
Tarifsiz acılar içindeyiz yine...
1 yılda 17 büyük saldırı!
360'ın üzerinde canımız gitti. Yaklaşık 2 bin yaralı.
Savaşta mıyız?
Evet, savaştayız!
Emperyalizm taşeronları ile saldırıyor. Her saldırı Türkiye'nin
direncini kırmak için yapılıyor. Bombalar patlatarak bir ülkeyi işgal
edemezsiniz ama bir ihtimal "ikna" edebilirsiniz!
Türkiye asla "ikna" olmayacak ama;
Yapılmak istenen budur.
Peki Türkiye neye ikna edilmek isteniyor?
İsrail'in küçük kardeşine. Büyük Kürdistan projesine. ABD açıkça destekliyor.
40 yıldır ülkemize bela edilen PKK meselesi, terör sorunumuz
bölgemizdeki süreçten kopuk ya da bağımsız değil!
Biz yazmaktan bıkmayacağız;
Irak'ın kuzeyinde kurulan Barzanistan İsrail'in Türkiye, Irak, Suriye
ve İran'ı istikrarsızlaştırmak için yaptığı önemli bir hamleydi. Büyük
Kürdistan projesinin ilk ayağı oluşturuldu. Suriye'de hem bir iç savaş
hem de literatürde vekalet savaşları olarak adını alan dünya savaşı
yaşanıyor.
Türkiye ise hızla Lübnanlaşıyor, Orta Doğu'nun tipik, kara yazgılı,
bombaların ölümlerin sıradanlaştığı bir ülkeye dönüştürülmek
isteniyor!
İçerde atılacak ilk adım; kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı siyaset ve
üsluptan derhal vazgeçilmesidir. Ancak stratejisini tam da bu iki
olgunun üzerine inşa eden AKP iktidarında "bütünleştirici" siyaset pek
mümkün görünmüyor. Üstelik benim ucube bir sistem dediğim, MHP'li
lider adayı Ümit Özdağ'ın "Kuzey Kore modeli başkanlık" diye
tanımladığı anayasa taslağı tam da bunu amaçlıyor.
Olası referandumda Türkiye karpuz gibi ikiye bölünecek.
Emperyalizmin tüm terör unsurları ile saldırıya geçtiği bir dönemde
"başkanlık gündemi" olacak şey değil.
Türkiye'nin ihtiyacı hiç değil!
Buna bir de aklımızla dalga geçecek bayağılıkta yapılan, siyaset ve
toplum mühendisliğini ekleyin;
"Dolmabahçe'de patlayan bombalar başkanlık sistemine ve yeni anayasaya karşı" imiş!
Gencecik insanlarımızın şehit olduğu, milletimizin yüreğinin yandığı
anlarda, hain saldırıdan mühendislik çıkartmak!
Hadi aklımızla dalga geçiyorsunuz, sizi biraz vicdana davet etsem
anlamı olur mu?
Türkiye'nin Lübnanlaştırılması projesinin başkanlık ve yeni anayasa
ile ilgisi vardır ama tam da ters manasıyla!
Türkiye'ye yeni anayasayı bir ezber gibi dayatan dış güçlerin elinde,
Dolmabahçe'de katledilen insanlarımızın kanları var!
Değerli hariciyeci Onur Öymen her fırsatta bu tespitin altını çiziyor.
Yeni Anayasa dayatması Büyük Ortadoğu, Büyük Kürdistan projesi ile
ilişkilidir!
Yeniden Ümit Özdağ'ın sıcak açıklamasına dönüyorum;
"Değişiklik ile Türkiye Cumhuriyeti, Recep Tayyip Erdoğan
Cumhuriyeti'ne dönüştürülmek isteniyor. Türk milliyetçilerinin asla
kabul edemeyeceği maddeler var" diyor ve ekliyor "123 ve 126.
maddelerde istenen değişiklik yapılırsa; Erdoğan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Güneydoğu Anadolu'da bir özerk bölge kurabilir..."
***
Ne diyordu terörist başı Abdullah Öcalan hatırlayın;
"Biz Tayyip Bey'in başkanlığını destekleriz, biz AKP ile bu temelde
bir başkanlık ittifakına girebiliriz..."
MHP'nin başkan adaylarından Meral Akşener'in son yaptığı açıklaması
ise fotoğrafta önemli bir yere oturuyor, Akşener; "Bahçeli ile AKP
arasındaki görüşmeler devam ederken eski İçişleri Bakanı olarak
aldığım bilgileri aktarayım. İmralı'ya heyetler gidip gelmeye devam
ediyor..." dedi.
AKP'liler, ellerindeki medya tekelinin yardımı ile; her türlü terör
saldırısının hedefinin "güçlü başkanlık" olduğunu, saldırılar ile yeni
anayasanın engellenmeye çalışıldığını iddia edecek ve referanduma
toplumun öfkesini yanlarına alarak girmek isteyeceklerdir.
Yani yeni anayasaya itiraz etmek, teröre destek vermeye kadar ileri
bir "siyasi kurnazlık" hattına taşınacaktır!
Bu memlekete bundan daha büyük zarar nasıl verilebilir?
Hedefte ne yeni anayasa ne de başkanlık sistemi var...
Terörün hedefi Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne son vermek, enerji ve su
kaynaklarının kontrolü başta olmak üzere Batı Asya'yı tümüyle
arkalarındaki güçlere teslim etmektir.
İkinci bir İsrail'dir.
Acı Dağı'nın ardında saklanan budur.