2024 All Rights Reserved.
Adalet yürüyüşü bir demokrasi yürüyüşüne dönüşüyor...
Referandumda hayır diyenlerin kalbi, Ankara -İstanbul yolundaki kortejde atıyor.
Her ne kadar CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı bir eylem de olsa, adalet yürüyüşü; hak diyen, adalet diyen, hukuk, demokrasi, normalleşme diyen geniş kesimleri buluşturan bir eyleme dönüşüyor.
Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmak isteyen herkesin egosunu toprağa gömüp; ama, fakat demeden, kompleks yapmadan en azından yürüyüşün son gününde bu kortejde yer alması gerekir.
Yürüyüşün amacı, her türlü küçük siyasi çıkar hesabının üzerindedir.
Burada tek tek saymak doğru olmaz; referandumda Hayır için memleketi dolaşmış, kamuoyunda karşılığı olan, siyasetçilerin, gazetecilerin, akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin, meslek odası temsilcilerinin, demokratik kitle örgütlerinin adalet yürüyüşünde omuz omuza bir araya gelmesi gerekir.
***
Kılıçdaroğlu yürüdüğü andan itibaren yandaş medyada provokasyon iddiaları, hiç bir somut delile dayandırılmadan dillendiriliyor. Kimi PKK diyor, kimi IŞİD...
Sözde memleketi düşünüyor bu arkadaşlar!
"Allah korusun korteje bir saldırı olursa ne olur"muş!
Evet, elbette Allah korusun ama devletin görevi vatandaşın güvenliğini sağlamak değil mi?
Kortejin başında yürüyen, bu memleketin ana muhalefet partisinin lideri...
Katılım her geçen gün büyüyecek...
"Saldırı olabilir" diyerek eylemi engellemeye çalışmak yerine devlet, güvenliği sağlamak zorundadır.
Aksi halde devletin başındaki AKP, devleti yönetemiyor demektir.
Yandaşların "aman ha, saldırı olabilir" sözleri samimi değildir. Yürüyüşe katılımı engellemek için bir korkutma taktiğidir...
Aynı yandaşlar AKP'nin yaptığı miting ve eylemlerde neden aynı kaygıları dillendirmiyorlar!
Bu bile samimi olmadıklarının delilidir..
***
AMACI KAÇIRMAMAK!
Korteje katılan bazı milletvekilleri günde kaç adım attıklarını, yürüdükleri yolun kaç merdiven çıkmaya denk geldiğinin duyurularını yapıyorlar.
Yürüyüşün spor amaçlı olmadığını her halde en iyi onlar biliyordur...
Bu tür magazinvari açıklamalardan kaçınmak ve eylemin amacını, nedenini her fırsatta vurgulamak gerekir.
Türkiye'de adaletin dibine kibrit suyu dökülmüştür.
Toplumun yargıya güveni tarihin en düşük seviyelerindedir.
Kılıçdaroğlu'nun başlattığı yürüyüş Türkiye'nin en yakıcı ve en öncelikli sorunu ile ilgilidir...
Nihayet CHP lideri, dün Başbakan Yıldırım'a çarpıcı bir yanıt verdi:
Yıldırım'ın "yürüyerek gitmek yerine hızlı trenle gitseydiler ya..." sözünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu "adaletin olmadığı yerde espri de yapılmaz" dedi...
Adaletin olmadığı yerde espri de yapılmaz... Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz, mutluluk olmaz...
Türkiye sakin sularda değil...
FETÖ kalkışmasında yaşadık, hem içerde hem de sınırlarımızda bölücü-dinci terör, işbirliği yaparak ülkemizin üzerine çullanmış.
Bu tehdit ortamında toplumsal barış, bir olmak, bütün olmak, kederde ve sevinçte ortaklık en çok ihtiyacımız olan...
Siz, bu birlikteliği görüyor musunuz?
Türkiye'yi etnik ve mezhepsel olarak bölmeye çalışanlar öncelikle duygularda böldüler.
En temel hak ihlalleri, açıkça yaşanan hukuksuzluklar toplumdaki kutuplaşmanın keskin bıçağında parçalanıyor.
Birbirimizin acılarına yabancılaşıyoruz!
Adalet yürüyüşü, birbirimizi anlamanın da başlangıcı olsun... toplumun tüm kesimlerine yayılacak bir ahlak ve vicdan muhasebesinin de ışığı olsun...