2024 All Rights Reserved.
İtalya hayalet ülke...
Milano’dan kaçıp küçük bir köye yerleşen Mimar Kaan Şenolsun ile konuşuyorum: “İtalya’da kimse virüsün bu hızda yayılacağına inanmadı. Tatil havası ile insanlar virüsün patladığı kuzeyden güneye akın ettiler. Ben mart başında Milano’dan ayrılıp bir köyde kendimi izole ettim. Her gün ölüm haberleri... Burada hayatın normale dönmesi çok zor.”
İtalya’da yaşananlar, Türkiye açısından çarpıcı bir örnek.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere “karantina” sözünü duyanlar tıpkı İtalya’da olduğu gibi Bodrum, Çeşme, Kuşadası gibi tatil beldelerine akın ediyor. Koronavirüs, Roma, Milano, Floransa, Venedik, Napoli gibi kentleri de bu “tatil kafası” ile sarmıştı...
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın, “Lütfen Bodrum’a gelmeyin, olası salgında yeterli sağlık altyapımız yok” demesi tartışma konusu oldu. Bazı yazlıkçılar bu açıklamaya alınganlık gösterdi.
Oysa Aras, bir gerçeği ifade etti. Muğla’da yaşayanların yüzde 12.4’ü yaşlılardan oluşuyor. İzmir ise en yoğun yaşlı nüfusu ile Ege’nin birincisi...
Yani salgın, yaygın genç nüfusa sahip olan doğu illerine nazaran, tatil bölgelerinde çok daha ölümcül sonuçlara neden olacaktır. Çünkü bildiğiniz gibi virüsün hedefinde yaşlılar var.
Türkiye’de yeterlitest yapılmadığı için virüs taşıyan insan sayısı bilinmiyor.
Virüs bulaşan kişi kendini çok sağlıklı hissedebilir... Bundan dolayı çok rahat da hareket edebilir.
Birinsanın virüs taşıdığı yalnızca testile anlaşılabiliyor. Bu nedenle kendini çok iyi hisseden ve “seyahat edeceğim” diyen insanlarda da virüs tehlikesi var.
Yapılması gereken, test yaptırana kadar herkesin bu virüsü taşıyor gibi dikkatle, özenle yaşaması.
Bulunduğumuz bölgede kendimizi tecrit etmeli, seyahat etmemeliyiz.
Sonu ölümle sonuçlanabilen ve büyük hızla yayılan pandemide, yani yaşadığımız kıtalararası salgında yanı başımızdaki örneklerden ders çıkarmalıyız.
Gazetemizin Ege ekindeki manşetimiz olması gerekeni özetliyor, “Evinde kal EGE” dedik... Bir altbaşlık olarak da şunu ilave edelim, “Evinde kal, seyahat etme Türkiye.”
Sosyal medyada bir okurum yazmış: “İki ayrı toplu taşıma aracı ile işe gidiyorum. Günde toplam 4 araca biniyorum. Evde 2 çocuk 2 yaşlı insan var, kendimi nasıl izole edeyim? Paketten bize bir şey çıkmadı...”
Ne haklı bir eleştiri...
Memlekette maaş ile çalışanlar bile açlık sınırında!
Dükkân açmazsa eve ekmek götüremeyecek, yani günlük ticaretle yaşayan küçük esnaflar var...
Erdoğan’ın açıkladığı ekonomik pakette onlar için bir şey yok.
Virüsle mücadele paketine, konut satışını artırmak için teşvik koyan bir anlayış...
Bizi çok zor günler bekliyor...
Ekonomi zaten, azınlık bir Saray efradının şatafatlı yaşamı dışında perişandı...
Daha kötü olacak.
Kriz derinleşince, çalıştığı halde açlık-yoksulluk çeken milyonlar ne yapacak? Pakette bu insanlariçin ne vardı?
Neredeyse kira fiyatına yükselen aylık elektrik, doğalgaz ödemeleri dondurulabilir ya da belli oranda indirim yapılabilirdi. Kira mahkûmlarının kiraları ertelenirken (İzmir Büyükşehir Belediyesi kendi kiracılarına uyguluyor) sadece kira geliri ile yaşayan ev sahipleri için bir destek konulabilirdi...
Ya işsizler? Onlar zaten yoktular!..