2024 All Rights Reserved.

Bu silahlar kime dönecek?

Sedat Peker’in iddiaları ile gündeme gelen “kayıp silahlar” Türkiye için yeni bir konu değil...

Peker, milislere otomatik silahların dağıtıldığını söylüyor; isim, adres, tarih veriyordu.  

15 Temmuz’dan sonra, darbe girişimi bahane edilerek dağıtılan silahların bazı tarikatların ve yasadışı yapılanmaların eline geçtiği iddia edildi...

Hatırlayacaksınız, Cüppeli Ahmet olarak tanınan Mahmut Ünlü, bazı Selefi derneklerinin silahlandığını söylemişti.

107 bin silahın kaybolduğu resmi olarak tespit edildi... Olağanüstü bir sayı!

Bu silahlar kimde? Neden silahlanıyorlar? Kimlere ve neye karşı?

100 binin üzerindeki silahın gelişigüzel dağıtılamayacağı, arkasında bir organizasyonun ve planın olduğu ortada...

Türkiye’de silahlı, düzensiz bir ordu mu kuruldu? Kimlerdir üyeleri? Bu milis güçlerin, millilik ve beka kavramlarının ardına saklanarak iktidarın arka bahçesini oluşturan bazı derneklerle ilgisi var mı? 

*

Darbe girişiminden sonra halka silahlanma çağrısı yapan AKP’lileri düşünün... Bu çağrının karşılık bulduğunu, yönlendirilip organize edildiğini görüyoruz...

CHP’lilerin kayıp silahlarla ilgili daha önce verdikleri araştırma önergelerini Cumhur İttifakı reddetmişti. 

Yani bu iktidar, “kayıp silahlar” meselesinin üzerine gitmek istemiyor... Silahlanan grupların profillerine baktığımızda, iktidarın konuyu neden kapatmak istediği sır olmaktan çıkıyor.

*

Türkiye’nin güvenli seçime ve sandıktan çıkacak sonucu kabul edecek, demokrasi ile barışık iktidar anlayışına ihtiyaç var...

AKP’nin OHAL’i uzatma ısrarı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde hukuku açıkça çiğneyip seçimleri tekrar ettirmesi, mühürsüz oy pusulalarının seçim devam ederken geçerli kabul edilmesi gibi birçok örnek, iktidarın yenilgiyi kolay kabul etmeyeceğinin işareti... 

Sonsuz iktidar heveslileri, emperyalizmin en kolay kullandığı siyasetçi tipidir... Özellikle Ortadoğu ve Afrika ülkeleri, bu siyasetçi tipinin halka yaşattığı acı hikâyelerle dolu...

“Kayıp silahlar” üzerinden milis yapılanma, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür... Muhalefet; anayasal düzeni, hukuku, iç barışı ve demokrasiye inanan insanların can güvenliğini tehdit eden bu büyük skandalın takipçisi olmalıdır...

ON YEDİ DELİĞE 320 MİLYON DOLAR SIĞAR MI?

Demirören’lerin Ziraat Bankası’ndan kullandıkları 750 milyon dolarlık kredinin hikâyesi filmlere konu olur... 

Cumhuriyet’te manşetlere konu olan özel haberleri de hatırlatarak özetleyeyim...

Demirören, 10 milyon TL’ye satın aldıkları yeşil alanın imar planını değiştirecek, üzerine villa yapıp satacak, kredinin bir kısmını kapatacaktı... 

Olmadı... İmar planı yasalara uygun değildi... Zaten “arsa” dedikleri, Kemer Country site sakinlerinin ortak yeşil alanı, golf sahasıydı... Üzerine villa yapmak akıllara zarar bir plandı...

Sitede oturanlar yargıya başvurdu, imar planları iki kere reddedildi... Villa planı tutmayınca Ziraat Bankası devreye girdi ve golf alanını 320 milyon dolar bedelle kamulaştırdı!

TELE 1’deki TV programımda sorularımı yanıtlayan CHP’li Gökhan Zeybek, “17 delikli golf sahasına 320 milyon doları gömdüler” dedi... 

Kamulaştırmanın özü şuydu: Ziraat Bankası, Demirören’lerin 10 milyon dolara satın aldığı golf sahasına 320 milyon dolar ödedi! Yani yandaş şirketin 750 milyon dolarlık kredi borcunun yarısı bu yolla “ödenmiş” oldu!

Yetmedi... Banka, kamulaştırdığı golf sahasını, işletsinler diye yeniden Demirören’lere verdi...

Afrika’da çadır devletlerinde bile yadırganacak alicengiz oyunu!

*

Kamu bankaları, AKP’den önce de iktidarların “arpalığı” gibiydi...

Yandaş işadamlarının değerinin çok üzerinde ipotek göstererek kredi kullandıklarını, bu kredileri geri ödemediklerini belgeleri ile o dönemlerde de sıkça yazdım...

2001 krizini yaratan nedenler arasındaydı kamu bankalarındaki hortum...

Ancak;

AKP iktidarı döneminde halkın bankalarında yaratılan zararın büyüklüğü öncekilerle kıyaslanmayacak boyutta!

Kamu bankaları devlet bankası olduğu için isteseniz de batıramıyorsunuz... Çünkü arkasında Hazine var... Yani milletin alın teri vergileri, emre amade!

Aylar geçti, Ziraat Bankası, Demirören Grubu’nun kullandığı kredinin geriye nasıl ödendiğini açıklamadı... 

Geçen yılın haziran ayında Demirören’e ait TOTAL ve M Oil adlı petrol istasyonu zincirini OYAK, 450 milyon dolara satın almıştı...

Bu fiyatın da piyasa değerinin üzerinde olduğu iddia edildi. CHP’li Murat Bakan ve İYİ Partili Ümit Dikbayır, zarar eden TOTAL’in, siyasi baskılarla Mehmetçiğin paraları ile kurulan OYAK’a satın aldırıldığını söylediler. 

Demirören bu satışla rahat nefes almıştı... Peki, Ziraat’ın kredileri ne oldu?

Çiftçiye 750 TL borcu için haciz gönderen banka, 750 milyon dolar alacağı için ne yapıyor?

Son bir not: Kemer’de golf oynayan üyeler için; topa her vurduğunuzda her deliğin 18 milyon dolar değerinde olduğunu unutmayın!