2024 All Rights Reserved.
Piyade Uzman Çavuş Orçun Kubat... 4 yıl önce, Hakkâri Yüksekova’da terör örgütü PKK’nin saldırısında şehit düştü.
Dün OdaTV, şehit Kubat’ın babasının “vergi kanununa muhalefetten” tutuklandığını haber yaptı. Vicdanı olan herkesin yüreği sızladı...
Oğlunun bayrağa sarılı cenazesini görmüş bir babayı, değil hapse atmak baş tacı yapmaktır devlete yakışan...
Şehit babası Mevlüt Kubat’ın suç işleme özgürlüğü elbette olamaz. Ancak mesele “vergi” olunca hükümetin bir kalemde sildiği milyarları düşündüm. Vergi kaçakçılarına getirilen afları...
Yandaş şirketlerin ödemesi gereken trilyonları bir “ferman” ile yok eden tek adamı düşündüm...
Mevlüt Kubat ile ilgili de mutlaka bir çıkış yolu bulunabilirdi... Bulunmalıdır...
*
En değerli varlıklarını, en büyük emek ve sevdalarını, gencecik çocuklarını vatan için toprağa veren ailelere devletin yapması gereken, onları namerde muhtaç bırakmamaktır!
Devlet dediğiniz aygıtı hükümetler yönetir... Yani şehit ailelerinin yaşadığı sıkıntıların sorumlusu AKP iktidarıdır...
*
Yüreğinde dinmeyen evlat acısı ile ekonomik sıkıntı yaşıyor şehit aileleri...
Babasının, annesinin hatırasını fotoğraflarda arayan çocuklarımız, gelecek endişesi içinde...
Büyük devlet, büyük saraylar inşa etmekle olmuyor!..
Önce bu ülke için canını verenlerin emanetlerine sahip çıkarak büyüklüğünü göstereceksin... Onları gözetecek, üstün tutacak, refahını sağlayacaksın...
*
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, etkileyici bütçe konuşmasında şehitler için toplanan paralara da değindi...
Beşiktaş’taki hain saldırıda şehit olan polislerimiz için 52 milyon TL toplandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, o saldırıda çocuğu şehit olan bir babaya 121 lira 96 kuruş aylık bağlandığını söyledi!
“Biz olmasaydık bunlar, 15 Temmuz şehitlerinin de paralarına el koyacaklardı” dedi...
Daha ne söylenebilir?!
*
Sağlık personeli için de durum aynıdır... Sağlık ordusunun ölümü göze alan emekçileri için de şehitlik statüsü verilmelidir.
Dr. Yavuz Kalaycı’yı düşündüm... Virüsün aramızdan aldığı “istatistik verisi” değildi!
İki kız çocuğu babasıydı...
Nisan ayında yazdım... Aklı, yüreği kızlarındayken yoğun bakımda uyutuldu önce. O sırada annesi ve babası aynı virüsün etkisi ile hayatını kaybetti. Kalaycı’nın son mesajı şuydu:
“Kızlarım küçük, sahip çıkarsınız değil mi?”
*
Büyük devlet olabilseydik eğer, Dr. Kalaycı son anlarında kızlarının gelecek endişesini taşımayacaktı... Eli tetikte vatanı bekleyen sınırdaki asker, “Şehit olursam ailem ne olur?” diye düşünmeyecekti...
Büyük devlet için büyük ekonomi değil, yüksek vicdan, merhametli, vefalı bir yürek gerekir...