2024 All Rights Reserved.

Büyük sorulara yanıt arayalım

Türkiye yine bir gündem girdabının içinde dönmeye başladı.

Şaibeli referandum sonuçları daha tartışılmadan bitti gibi...

Oysa AKP, toplumun en az yüzde 50'sinin Hayır dediği tek adamlık sisteminin taşlarını adım adım örmeye başladı bile.

İlk yargı ele alındı. Çünkü şaibeli referandumun da sözde "meşru" zeminini yaratan yargıdan başkası değil!

Muhaliflerin üzerindeki tutuklanma korkusu da yine aynı zeminin ürünü...

Ankara'da erken seçim olur mu olmaz mı soruları tartışıladursun; yeni sisteme en az yüzde 50 hayır diyen seçmenin iradesi nasıl canlı tutulacak belli değil...

Büyük sorular sormalı ve hep gündemde tutmalıyız.

Tele1'de yayınlanan Anında Manşet adlı programımda iki önemli konuğum vardı. Eski milletvekili, deneyimli siyaset adamı Emin Şirin ile Toplumcu Düşünce Enstitüsü Başkanı Nebil İlseven...

Ortak kanaat şuydu: "2019'a başkan adayı planlamak şaibeli referandumu kabul etmek anlamına gelir."

***

Emin Şirin referandumdan önce yine TV programımda bana; "Umarım sonuçları uygulanabilir bir seçim yaşarız!" diyerek endişesini dile getirmişti.

Yaşadığımız süreç de tam da dediği gibi oldu.

Sonuçları uygulanabilir olmayan, bu nedenle YSK'nın müdahalesi ile sonuçları AKP açısından uygulanabilir hale getirilen bir seçim yaşadık!

Yani sonuçları; YSK eli ile, AKP için kabul edilebilir hale getirilen bir referandum!

Toplumcu Düşünce Enstitüsü Başkanı Nebil İlseven bu durumu; "Bir penaltı vuruşu düşünün. Şut çekiliyor ve karşı takım kaleyi kaldırıp başka bir yere taşıyor" diyerek özetledi.

YSK'nın yaptığı bu kadar abuk bir müdahale.

İyi de, nehir yatağında akmaya devam ediyor. AKP belli ki sonucu hedefleyen bir strateji ile adım adım ilerliyor. Sonuç odaklı stratejiye uygun taktikler ortaya koyuyor. 2019'da planlanan seçimlerde de benzer bir yol izleyeceğine şüphe yok.

Sonuca giden her yol mübah!

Peki ne yapmalı?

Emin Şirin siyasi tecrübesi ile şu büyük soruyu ortaya atıyor:

"YSK'nın yapısı yargıda yapılan yeni atamalarla iyice kontrol altına alındı. Önümüzdeki seçimde bu YSK ile nasıl adil bir seçim yapılacak?"

Türkiye'nin demokrasi güçlerinin günler, haftalar, aylar boyunca bu sorunun yanıtına çalışması gerekir. Başta siyasi partilerin...

AKP 2019 seçimlerinde "kendi istediği sonucu alabilmek için neler yapabilir?"

"Sağlıklı ve sonuçları uygulanabilir bir seçim yapılabilir mi?"

Her gün bu soruları düşünmeli ve yanıt aramalı parti liderleri...

Nebil İlseven ise ekliyor; "Eğer sağlıklı seçim ortamı yaratılamazsa muhalefet nasıl hareket edecek? Bu soru da yanıt bulmalı..." diyor...

Evet, önümüzde seçimde adayın kim olacağı değil, yaşanan referandumun şaibeli olduğu ve tekrar edilmesi gerektiği üzerinde çalışılmalı.

AKP'nin asla geri adım atmayacağı belli... Ancak muhalefet de bu noktada tüm demokratik ve yasal haklarını sonuna kadar kullanmalı. Adım adım uygulamaya geçirilen parti devleti, hakiminden savcısına, yüksek yargıcından, amatör ligde antrenörlük yapan spor adamlarına kadar devletin her kademesini partileştiren, tek tipleştiren bu sürece, tartışmalı bir referandum ile meşruiyet kazandırılmasına itiraz etmeli...

Referandum hukuk güvenliği sağlanarak yeniden yapılmalı...

2019 seçimleri için aday belirlemek ya da konuşmak YSK'nın açıkça hukuku çiğnediği referandumun kabulü anlamına geliyor.

Aday 120 gün öncesinden oluşturulur ve bu zaman yeterlidir de...

Ancak Türkiye; sağlıklı ve sonuçları uygulanabilir, müdahale edilmemiş, demokratik, özgür bir seçim atmosferi yaşayacak mı?

Büyük soru budur...

Eğer yanıtınız hayır ise; yani sağlıklı seçim yapılamaz, halk iradesi sandıktan çıkmaz diyorsanız, bu durumda demokratik yollardan ne yapılacağı, nasıl mücadele edileceği de şimdiden planlanmalıdır.