2024 All Rights Reserved.

Davutoğlu açıklamalı: İhalelerin arkasında neyi gördü?

Olağanüstü bir servet transferi yapıldı...

Özelleştirmelerden altyapı projelerine, imar rantının dağıtımından belediyeleri saran yolsuzluk çemberine, TMSF’nin önce el koyduğu ardından yandaşlara dağıttığı milyarlarca dolarlık arsa, banka, gayrimenkul vb. mülkiyet aktarımına... Enerji ihaleleri, TOKİ’nin yanaşma müteahhitleri, tünel, havalimanı, köprü, otoyol projeleri...

Ve son olarak günlerce yazıp, perde arkasını deşifre ettiğimiz şehir hastaneleri... 

*

Afili adı kamu - özel işbirliği (KÖİ) olan, benim hükümet - yandaş-işadamı ortaklığı dediğim model ile Hazine’den zenginleşen işadamlarına yeni bir form - biçim verdiler. 

Onlar artık Hazine garantili ve aynı zamanda uluslararası tahkim zırhı giymiş müteahhitler... 

Yani üstlendikleri projeleri Hazine’nin gücü ile alan, Hazine garantisi ile kredi bulan müteahhitler...

Ayrıcalıkları Meclis’in bile üzerinde. Öyle ki, milletin vekilleri, Saray’ın müteahhitlerine özel yasa çıkarıyorlar...

*

Şehir hastaneleri örneğinde olduğu gibi, maliyetlerini olağanüstü boyutta şişirdikleri projeler yargı konusu olursa, Londra’daki tahkim ile kendilerini “garantiye” alan memleketin dokunulmaz yeni süper zenginleri...

Türkiye’de milletin sırtından kazandıkları paralarla İngiltere de sokak satın alan sonradan görmeler. Londra’nın, Paris’in, New York’un en lüks hayatını yaşayan azgın azınlık... 

*

Yolsuzluklar milli güvenlik sorunudur...

Hazine’den geçinen zengin türü, önceki iktidarlar döneminde de vardı. Ancak bu dönemin öncekilerden önemli bir farkı var: AKP iktidarları döneminde yolsuzluk ekonomisinden elde edilen paraların bir bölümü rejimi değiştirmeyi amaçlayan tarikat - cemaat yapılarına aktarılıyor. Bu yolsuzluk biçimi ve paylaşımı yolsuzlukları milli güvenlik sorunu haline getiriyor...

Abartıyor muyum?! 

Peki, FETÖ nasıl palazlandı? Ekonomik gücü ile siyaseti, bürokrasiyi nasıl esir aldı? FETÖ’ye aktarılan milyarlar nereden geliyordu?

Ankara’nın parsel parsel satılması itirafında olduğu gibi, FETÖ denilen örgüte devletin tüm olanakları seferber edilmiş, ayrıcalık sahibi TUSKON adlı işadamı örgütlenmesi ile devasa bir ekonomik ve politik güç haline gelmişlerdi...

O güç, Türkiye’de darbe yapmaya kalkıştı... O güç, AKP’nin lehine kumpaslar düzenledi... muhalifleri zindanlara attı, işsiz bıraktı... O güç, memleketin tüm kurum ve kuruluşlarını çürüttü...

Yolsuzlukların ulusal güvenlik sorunu olduğunu yazdığımda, FETÖ ile iktidarın arasından su sızmıyordu... Yani bu tespitim yeni değil... Geçen zaman içinde şehitler vererek gerçeği gördük!

Şimdi ihalelerin ayrıcalıklı “yıldızları” arasında yeni tarikat ve cemaatler FETÖ’nün boşluğunu doldurdu...

*

Davutoğlu net olmalı...

Dün eski Başbakan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu dinlerken Türkiye’yi yoksullaştıran, karşıdevrimci odakları palazlandıran yolsuzluk ekonomisini düşündüm... Çünkü Davutoğlu, tarihe geçecek bir itirafta bulundu... Başbakanlığı döneminde ihaleleri kontrol altına alacak bir düzenleme yapmayı planladıklarını söyleyen Davutoğlu, “ ... çünkü ihalelerde neler döndüğünü gördüm. Sonrasında parti içi darbeye maruz kaldım” dedi...

İhalelerde neler döndüğünü görmesi ve bunu geç de olsa itiraf etmesi elbette önemlidir... Eski bir başbakan sıfatı ile yaptığı açıklama çok içeriden, çok güçlüdür. Ancak yeterli değil...

İhalelerde neyi gördüğünü de açıklamalıdır. Daha net olmalıdır. 

Bir dönem AKP kurucularından, 4 kişiden biri olan Abdüllatif Şener de yolsuzluklara isyan ettiği için partiden ayrılmıştı. AKP’nin ilk dönem milletvekili Emin Şirin, 16 yıl önceki mektubunda Davutoğlu’nun bugün çok geç gördüğü saptamaları yaparak istifa etmişti.

Sayın Davutoğlu;   

“İhalelerin arkasını gördüm, rahatsız oldum, müdahale etmek istedim” diyorsunuz... 

Ne gördüğünüzü de açıklamanızı bekliyoruz.