2024 All Rights Reserved.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 6’lı ittifak bildirisini yabancı bir büyükelçiye gizlice düzelttirmeye gönderdiğini söyledi!
Soylu’nun sözlerinden şu anlam çıkıyor: “Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerinde bir üst yabancı irade var ve CHP lideri aldığı her kararı gizlice bu üst iradenin onayına sunuyor!”
Bu kadar vahim bir iddia, bilgi, belge olmadan, devletin istihbarat ve Emniyet birimlerinin bağlı olduğu bir bakan tarafından nasıl dile getirilebilir?
*
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Soylu’ya yanıt verirken sert ifadeler kullandı...
Öztrak İçişleri Bakanı’nı, iddiasını ispat etmeye davet etti…
*
Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu’nu da İBB’yi terörist yuvasına dönüştürmekle suçlamıştı...
Yandaş basının ekranlarında ve gazetelerinde ballandırarak anlattıkları yalanın mumu kısa sürede söndü…
*
AKP, tam anlamı ile Göbels propaganda taktiği uyguluyor…
Hitler’in kamuoyu yaratma ve yönlendirme bakanı olan Göbels, “Yalanı ne kadar büyük söylersen o kadar inandırıcı olur” diyordu!
Bu nedenle AKP, olmadığı halde, “sütte leke var” diye bağırıyor… Meral Akşener’den Kemal Kılıçdaroğlu’na, Ekrem İmamoğlu’ndan Mansur Yavaş’a...
Karşılarında mücadele eden kim varsa itibar suikastlarının, operasyonların odağı oluyor… Çünkü medyanın yüzde 90’ı onların elinde ve sözde gazete / TV yöneticileri bu kötülük organizasyonunda yer almak için çırpınıyorlar…
*
Saray’a göre 6’lı ittifak daha şimdiden Batı’nın sinsi planlarının bir parçası olarak çalışmaya başladı bile…
Peki, gerçek öyle mi?
Batı, emperyalizm, Türkiye’de nasıl bir yönetim istiyor?
Uzun yıllar dış elçiliklerde görev yapmış bir kaynağımdan, Londra merkezli finans kuruluşlarının, AKP üst yönetimi ile “yeni sayfa” görüşmelerine başladığını öğrendim…
Emperyalizm, iki ayrı ittifak olarak ortaya çıkan siyasi cepheleşmede birden fazla kişiyi ikna etmek yerine tek adamla yola devam etmenin doğru olacağı kanaatinde…
Zaten 2010 yılında ABD’nin etki ajanları ve FETÖ aracılığı ile anayasanın değiştirilmesinin nedeni bu değil miydi?
Parlamenter sistem yerine tüm yetkileri tek kişide toplayan, hukuk devletini ve denetim mekanizmalarını ortadan kaldıran, millet iradesi ve demokrasiyi yok eden tek adam sisteminin arkasında olan BATI bugün neden fikir değiştirsin?
*
Irak Savaşı öncesindeki tezkere krizini hatırlayın…
ABD askerlerinin Türk topraklarına yerleşip Irak’taki cinayetleri Türkiye’den gerçekleştirme girişimi TBMM’nin oyları ile, milletin iradesi ile reddedilmişti…
Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis’e yaptığı tüm baskılara rağmen…
Ve o günden sonra emperyalizm AKP’ye “dikensiz” bir bahçe yaratmak için tüm gücü ile yüklendi… kumpas davaları, itibar suikastları, gece yarısı operasyonları, hain savcı, hâkim ve Emniyet mensupları ile dünyada eşi görülmemiş bir “temizlik” yapıldı…
BATI yarattığı iktidardan neden vazgeçsin?
Millet İttifakı’nın, Demokrasi bileşenlerinin hâlâ kararsız kalan seçmene anlatması gereken gerçek budur…
AKP tüm ekonomik ve politik tercihleri ile, emperyalizmin bir ürünü, 12 Eylül darbesinin bir sonucudur.
Batılı elçiliklere kimlerin not gönderdiği, kimlerden icazet alınarak Atatürkçü, yurtsever subayların tasfiye edildiği, Lozan’ın ve Montrö’nün delinmeye çalışıldığı yakın geçmişimizde belgeleri ile yer alıyor…
AKP ve CHP’nin oy oranı ilk kez başa baş hale geldi…
BUPAR araştırma şirketi, son anketinde CHP’nin yüzde 30 oranına yükseldiğini, AKP’nin de yüzde 30’a gerilediğini açıkladı.
Anketin alt açılımları CHP’nin oylarının yukarı yönlü, AKP’nin ise aşağı yönlü olduğunu ortaya çıkardı.
MHP ise kemik milliyetçi seçmenin en alt sınırına, yüzde 7.5 bandına oturmuş görünüyor.
İYİ Parti’nin oyları da yukarı yönlü, yani yükselme eğiliminde yüzde 12 seviyesinde. HDP yüzde 11.5, DEVA yüzde 2.5, Gelecek Partisi, Memleket Partisi ve Saadet Partisi yüzde 1 oy oranına sahip…
Peki, bu tablo bize ne söylüyor?
CHP 1983’ten bu yana ilk kez 30’un üzerine yükseliyor. Tüm sol partilerin hayali olan bir hedefti bu...
Yüzde 30, siyasi paradigmaların değiştiğinin de bir göstergesi…
Geçmişin ezberleri bozuluyor…
Yüzde 30-35’lerde sol, yüzde 65-70’lerde sağ seçmen olarak yayılan siyasi yelpazede sağdan sola geçiş artıyor.
Gençler dedelerinin, “Bunların alnı secde görüyor” “Bunlar camiden çıkmıyor” sözlerine karşılık, kendi gördükleri ile, yaşadıkları ile analiz yapıyor.
Sosyal medya camilerde fakir fukara edebiyatı yapıp lüks otomobilleri ile padişah hayatı yaşayan AKP’lilerden geçilmiyor…
Bunlar buzdağının görünen yüzü…
İletişimin özgürleşmesi ve tekelci konumdan çıkması tüm maskeleri düşürdü…
CHP’nin oy oranındaki artış iletişim ve teknolojideki yaygın haberleşme biçiminin de bir yansıması…
Kulaktan kulağa, babadan oğula geçen oy verme alışkanlıkları bitiyor…
Erdoğan büyük bir oy farkı ile seçimleri kaybedecek…
Yeter ki sandıklara sahip çıkılsın, yeter ki aday tercihinde vahim bir hata yapılmasın..