2024 All Rights Reserved.
İzmir’deki eylemde polis öğrenciyi yere yatırmış, dizi ile boynuna bastırıyordu...
ABD’de polis şiddetinde aynı pozisyonda boğularak hayatını kaybeden George Floyd’u düşündüm.
Gence ters kelepçe yapılırken neyse ki bir başka polis olaya müdahale edip meslektaşını gencin üzerinden kaldırdı.
Neydi bu çocukların suçu? Boğaziçi Üniversitesi’nde eylem yapan gençlere neden müdahale edildi?
Neden bunca şiddetle gözaltına alındılar?
Devletin en yetkili ağızları her sokağa çıkana, her hakkını arayana “terörist” damgasını vuruyor. Provokasyona zemin hazırlayan tam da bu söylem değil mi?
Siz, hakkında mahkeme kararı olmayan insanları terörist olmakla nasıl suçlayabiliyorsunuz?
Cumhurbaşkanı’ndan İçişleri Bakanı’na kadar iktidar gücünü elinde tutanlar, anayasal hakkını kullanan gençleri hedef yapıyor... Emniyet ve Adalet teşkilatı bu peşin hükmün etkisi ve baskısı ile olaylara müdahale ediyor...
Oysa meselenin özü hâlâ o koltukta oturuyor... Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere ve akademisyenlere yapılan rektör dayatması dünyanın hiçbir demokrasisinde yaşanmamıştır...
Rektör, Melih Bulu “asla istifa etmeyeceğim” diyor... Oysa Bulu’nun istifa özgürlüğünün bile kendisinde olmadığını düşünüyorum... Kayyım rektör olarak siyaset mühendisliğinde “görevini yapıyor.”
Benim gördüğüm AKP seçime hazırlanıyor... Gezi olaylarında olduğu gibi iktidar gerginlik ve kutuplaşmayı, gevşeyen seçmen tabanını bir arada tutmak için kullanıyor...
AKP seçmeni ilk kez sandığa gitmekten uzaklaştı. Yani başka partiye oy vermese bile sandığa küskün AKP’lilerin oranı artıyor.
Erdoğan bu çözülmeyi durdurmanın çaresini arıyor... Pandemiye rağmen yapılan siyasi toplantıların nedeni bu...
Yeni anayasa gündemi ile Millet İttifakı’nı çatlatmayı, HDP üzerinden siyaseti germeyi planlıyor.
Şimdi, gençlere yönelik şiddete dünyadan tepki gelmeye başladı... Saray yeniden, sözde Batı karşıtlığı ile ekranlarda esip gürleyecek...
Sığ bir siyaset oyunu... kimseyi bulamazsan gölgenle kavga et...
Dün işbirliği yaptıkların bugün düşmanın olabilir... Mahallede kavga olunca kabadayıların sesi çok çıkar...
İzmir’de TTB, TMMOB, KESK, ve İzmir Barosu ile milletvekillerinin katıldığı eyleme de polis biber gazı ve şiddetle müdahale etti. CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın da aralarında yer aldığı birçok kişi darp edildi.
Boğaziçili gençlere dokunulmasaydı işlerin bu noktaya gelmeyeceğini çocuk aklı bilir...
Erdoğan, çözüm odaklı ve uzlaşmacı siyaseti 2007 yılından sonra terk etti. Çünkü hükümet olmak yerine artık iktidar olduğunu düşünüyordu...
O tarihten beri Türkiye’de her alanda karanlık tablolar oluştu...
Özgürlükler ortadan kalktı...
Devletin hafızası yok edildi.
Güçler ayrılığı ve denge yerini aşırı güç birikimine ve vertigoya bıraktı...
Gazdan gözleri yanmış, kusmaktan yorgun düşmüş, karga tulumba otobüslere doldurulan, yerlerde sürüklenen gençlerin fotoğrafları önümde...
İspanyol ressam Francisco Goya’nın “kara tabloları” gibi...
Baharın müjdecisi, memleketin umudu gençleri karanlık tuvallerin öznesi yapmaya kimsenin hakkı yok...