2024 All Rights Reserved.

Hangi TESEV?

Memleket toz bulutu… Bütün renkler birbirine karıştı. Kumpas davalarında, doğru kırıntıları yalan denizinde kaybolmuştu. Bugün de çuvalcı bir yaklaşım sorunu var.

TESEV tartışılıyor. TESEV'i çuvala atmayın.

Gazeteci tanıklığımla yazıyorum:

***

Türkiye'nin en köklü düşünce kuruluşlarından Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ile ilgili yine "yafta" kolaycılığına kaçılıyor. Kimileri "TESEV, FETÖ ile aynı çizgidedir" diyecek kadar ileri giderken, kimileri de tersine "AKP yandaşı bir kurumdur" ezberini dayatıyor. Akıllar karışık ancak bunun nedeni çuvalcı aklın-siyasetin- gazeteciliğin topluma hakim olması…

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak böyle bir şey…

***

AKP'nin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin DNA'sını bozan uygulaması Can Paker'li bir TESEV projesiydi. Bu nedenle "FETÖ'nün TSK'da yapmak istediğini AKP uyguladı" eleştirisi yapılıyor. Hatta TESEV'de FETÖ etkisinden söz ediliyor!

Tam zamanı olduğu için açmam gerek:

TESEV'i; Can Paker öncesi ve sonrası olarak ikiye ayırmak gerek… Çünkü Can Paker'li TESEV, iktidarlarla olan mesafe kuralını yıkmış, ideolojik gözlüğü reddeden, bilimsel üretimi temel alan TESEV araştırmalarını, emperyalist suların aktığı bir nehre yönlendirmiştir. TESEV'in TSK ile ilgili raporunu henüz taslak aşamasındayken yazmış bir gazeteci olarak; haberi NOKTA'da yazdığım 2004'ten bugüne TESEV raporunun adım adım uygulandığına tanık oldum. Bu raporun hazırlanmasında düşüncesinden yararlanılan isimlerden biri Önder Aytaç'tı… Kimdir Önder Aytaç; FETÖ soruşturması kapsamında aranan firari isim…

Önder Aytaç'ın TSK'yı "dizayn" eden raporda yer alması Can Paker'i FETÖ'cü yapmaz. Aynı şekilde kurumsal olarak TESEV'i de… Ancak TSK'nın caydırıcı gücüne zarar verdiği çok açık.

Bir önceki yazımda belirttim; Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geleneksel yapısını bozan, merkezi bir güç olmaktan çıkarıp gücü dağıtan, esnek bir yapıya dönüştüren ve bence bu hali ile muharebe gücüne ve emir-komuta sistemine büyük zarar veren düzenlemeler yapıldı.

Yol haritasını Can Paker'li TESEV hazırladı!

***

Parlak bir profesyonel yönetici olan Can Paker, TESEV'in yönetimine geldikten sonra bu köklü kurumun koltuk etkisi ile siyasette de aranan bir isim haline geldi. Can Paker, TESEV'i iktidar ile "yakınlık" kurmanın aracı haline getirdi. Can Paker'in iktidarı ve Erdoğan'ı "kollayan" tutumu kendisinin hem Başbakan düzeyinde ağırlanmasına, hem de AKP'nin "akil adamlar" heyetine çağırılmasına neden oldu.

Can Paker'in iktidar destekçiliği, TSK'ya karşı yıpratıcı tutum ve düşünceleri, TESEV gibi bir kurumun yıllardır titizlikle korumaya çalıştığı "siyaset üstü" konumunu sarsıyordu. Kamuoyunda TESEV'in "Soros"çu olarak yaftalanmasının, ulusal çıkarlara aykırı bir kurum olarak kodlanmasının nedeni de Can Paker'den başkası değil. Can Paker "politik ve ideolojik" duruşu-etkisi ile TESEV'e büyük yara vererek istifa etti. İstifasının gerekçesini anlatırken yine Saray'a mesaj vermekten geri durmuyordu: Kasım 2015'te Sabah Gazetesi'ndeki röportajında bakın neler söylüyor: "15 yıla yakın TESEV'e başkanlık yaptım. Ancak son dönemde TESEV yönetiminde bir direnç ortaya çıktı(...)TESEV mütevelli heyetinde siyasi iktidara karşı daha fazla muhalefet yapılması istendi. Ben bunu yapmayacağımı söyledim. Sivil toplumun muhalefet partisi olmadığını düşünüyordum. Yönetimdeki arkadaşlar "ayrılmayı düşünürseniz birlikte ayrılalım" dediler. Bu şekilde TESEV'den ayrılarak PODEM'i kurduk."

Dikkat ettiniz mi? Can Paker, TESEV'in mütevelli heyetini "AKP'ye muhalefet yapmamı istediler" diyerek hem "ihbar" ediyor, hem de "ben bunu yapmayacağımı söyledim" diyerek AKP'ye selam duruyor. TESEV'in Paker'e "muhalefet yap" dediğini sanmıyorum. En fazla "mesafeni koru" "bu kadar yandaşlık yapma" mealinde uyarmış olabilirler. Ancak kendi açıklamalarından anladığımız üzere Paker'in AKP sevgisi herşeyin üzerinde: Erdoğan'ın başkanlık hayali ile ilgili Can Paker bakın neler söylüyor:  "Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle birlikte başkanlık sistemi Türkiye'ye fiilen gelmiştir. Bundan sonrası teferruattır bence"!

1960'ların başında temelleri atılan TESEV'in siyaset üstü, bilimsel raporlarının, bunca yıl harcanan emek ve paranın nasıl heba edildiğinin öyküsü… İktidara yanaşmak için TESEV gibi bir kurumu şaibeye bulayıp terketmek! Yerine AKP yandaşı isimlerin kurucuları arasında yer aldığı "alternatif düşünce kuruluşu" PODEM'i kurmak! Bu süreçte Akbank'ın yönetim kurulu koltuklarından birine oturdu Can Paker… Bankacılıktan anlamadığı halde bu teklifi ona; "senin vizyonuna ihtiyacımız var" diyerek yapmışlar. Biz de Can Paker'in "vizyonuna" bakarak bir gelecek değerlendirmesi yapalım. Can Paker'li TESEV'in raporu ile yapısı değişen TSK, terörle mücadeleye devam ediyor. Peki ama ne zamana kadar? "Buzlar çözülünceye kadar"... Ben söylemiyorum... Can Paker bu "vizyonu" şöyle aktarıyor: "Çözüm süreci bitmez, imkanı yok. Sayın Cumhurbaşkanı da buzdolabına kaldırdık dedi. Bir şeyi buzdolabına sonradan kullanmak için kaldırırsınız…"