2024 All Rights Reserved.

Hep yaşayacaksın Uğur Mumcu

Araştırmacı gazeteciliğin gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden, hem insani özellikleri hem de gazetecilik yeteneği ile binlerce gence ilham olmuş Uğur Mumcu'nun,

"Ben Atatürkçü'yüm... Ben, cumhuriyetçiyim... Ben laikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım... Ben insan hakları savunucusuyum... Ben, terörün karşısındayım... Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım..." sözleri benim de kişisel manifestomdur...

"Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır" diyen Uğur Mumcu, mücadele ve sıkıntılarla dolu gazetecilik serüvenimin kutup yıldızıdır...

Yaşasaydı 75 yaşında olacaktı...

15 Temmuz darbesi nasıl geldi? diye soranlar, Uğur Mumcu'nun yazılarına dönüp bakmalı...

Karşı devrim Türkiye'yi nasıl teslim aldı? diye merak edenler onun uyarılarını hatırlamalı!

Bakın ne diyor Uğur Mumcu; "İmam Hatip liselerini bitirenler neden ilahiyat fakülteleri ve İslam enstitülerine gitmiyorlar da ille de kaymakam, vali, savcı, yargıç ve subay olmak istiyorlar? Bu uzun vadeli eğitim ve bürokratik yerleşim projesini kimler planlıyor?"

Planlayanlar belli değil mi? FETÖ'yü kim Türkiye'nin kılcal damarlarına soktu? AKP başta olmak üzere iktidar olanlar bu yapıların önünü nasıl ve neden açtılar?

FETÖ ile mücadele ediliyor, peki ama diğer tarikatlara ne demeli? AKP yöneticileri, aynı menzilde yürüdüklerini itiraf ettikleri tarikatlar ile neyin planını yapıyor?

Uğur Mumcu bu yapıların üzerindeki toz bulutunu aralamıştı... Atatürk Türkiyesi'nin adım adım yıkıldığını görüyor ve aydın namusu ile haykırıyordu...

"Cemaatlere tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacak, Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar!"

Daha ne desin, ne söylesin Uğur Mumcu!

Hatırlayın, "açılım" diyerek, PKK'nın terör eylemlerinden sonuç alma umudunu olağanüstü boyutta artıran AKP, süreç oy kaybı getirince milliyetçilik dalgasının üzerine biniverdi...

Peki nasıl bir milliyetçilik?! Uğur Mumcu'dan dinleyelim;

"Milliyetçilik, 'vatan, millet, Sakarya, kan, ırk, bayrak' edebiyatı mıdır, yoksa ulusun çıkarlarını, onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık mıdır? Ülkenin onuru ayaklar altında çiğnenirken 'vatan, millet, bayrak' edebiyatını yani milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel-sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilik ise, bunun karşıtı nedir?"

Uğur Mumcu'nun olağanüstü gazetecilik sezgisi ve olgulara dayalı gazetecilik ilkesi, araştırmacılığı onun yıllar öncesinden Türkiye'deki karşı devrimi görmesine neden olmuştu... Bakın, FETÖ başta olmak üzere Emperyalizme uşaklık eden iktidarların arka bahçesi, cemaat ve tarikat yapılarını nasıl tarif ediyor;

"Opus Dei; bir Katolik örgütlenmesinin adıdır. Siyaset, ticaret ve din üçgeni arasında gelişir. Türkiye'de de İslamcı ideolojiye buna benzer yeni bir parasal kaynak bulundu. Türkiye'de özellikle son on yıldır tarikat, siyaset ve ticaret üçgeni var. İslamcı ideoloji veya tarikatlar yasaları aşan bir ayrıcalık sahibi oluyor. Bu nedenle devlet eliyle laiklik yok ediliyor, bunun içinde askeri rejim de var."

***

Uğur Mumcu'nun sözünü ettiği tarikat-siyaset-ticaret üçgenine medya da dördüncü büyük yıkım gücü olarak eklendi... AKP iktidarı boyunca yazdığım kitaplarda ve TV programlarımda, yazılarımda bu konuya dikkat çekmeye çalıştım.

* Son 15 yılda imar rantı, özelleştirmeler, TOKİ, belediye ihaleleri ve alt yapı projeleri, hazine arazileri, orman ve SİT alanlarının imara açılması, TMSF üzerinden yaratılan milyarlarca dolar Türkiye'deki hangi grupları besleyip büyüttü?

* FETÖ'nün olağanüstü sermaye birikiminde, verilen bu ihalelerin, arsaların, rantın payı yok mu?

* Yolsuzluk ekonomisinin çarkları başka hangi tarikat-siyaset-ticaret-medya örgütlenmesini besliyor?

Yanıtı belli bu sorular bize Türkiye'nin yakın gelecekteki fotoğrafını gösteriyor...

Yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın habercisidir...

Bu nedenle Uğur Mumcu;

Hâlâ öldürmeye çalıştıkları sensin...

Hâlâ hapislere attıkları, davalarla boğdukları, işsiz ve parasız bıraktıkları sensin...

Ama tüm baskılara rağmen sen;

Memleket, Atatürk ve gazetecilik aşkı ile yanan gençlerde hep yaşayacaksın...