2024 All Rights Reserved.
“Seçime günler kala çok büyük bir olay yaratarak dikkatleri halkın ekmeğini çalan yağma sisteminden kaçırmak isteyebilirler” diyerek bitirmiştim bugünkü yazımı! Daha mürekkebi kurumadan Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na yapılan saldırı gündeme düştü.
İmamoğlu Erzurum’da büyük bir ilgi ve sevgi ile karşılandı. Ancak karanlık eller seçime günler kala en tehlikeli provokasyonlardan birini denediler. Önce İmamoğlu’nun konuşma yapacağı meydanı Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen otobüslerle kapattı! Ancak halk meydanı doldurdu. İmamoğlu kürsüdeyken kaldırım taşlarını söken bir grup tetikçi, İmamoğlu’na ve mitingi izleyenlere taş yağdırdı.
Ekrem İmamoğlu vatandaş zarar görmesin diye son derece soğukkanlı şekilde konuşmasını tamamladı. Emniyeti, valililiği ve belediye başkanını güvenliği sağlamaları için uyardı. Polis tetikçi grubu izlemekle yetindi ve bu ihmal olayların büyümesine neden oldu.
Saray rejimi zorda. Yolsuzluk düzeni bir foseptik gibi patladı. Paramiliter saldırılar hem seçimi etkilemek hem de gündemi değiştirmek için devreye sokulmuş görünüyor...
Millet İttifakı’nın yarattığı büyük rüzgâr, Ekrem İmamoğlu’nun meydanları coşturan enerjisi giderek makasın açılmasına neden oluyor. Saray kaybettiğini görüyor.
Çok tehlikeli bir oyun sahnede.
Kaosun, çatışmanın, halkı galeyana getirmenin kazananı olmaz!
Hiçbir perde yolsuzlukların üzerini örtemeyecek.
En yakın isimler birer birer itirafçı oluyor. Rıza Sarraf’lar, Sedat Peker’ler, Ali Yeşildağ’lar... Anlattıkları filmlere konu olur. Ama öncesinde kitaplara konu oldu, olmaya devam ediyor...
2006-2007 yıllarında AKP’nin ilk döneminde kurulan sistemi görmüş ve kitabıma da bu adı koymuştum: “Görünmez Holding”...
***
AKP’nin bir siyasi parti yapılanması dışında iç içe geçmiş şirketlerle aslında bir holding gibi “çalıştığını” anlattım.
“Görünmez Holding” AKP iktidarının ilk yazılan suç dosyası gibiydi. Sonraki yıllarda çürümenin devamını ve farklı şekillerini değerli gazeteci arkadaşlarımız da kitaplarına konu ettiler.
Elbette yazılan, anlatılan her şey suya yazılmış bir yazı gibi kabul gördü. İddiaların, belgeli suç raporlarının hiçbirinin üzerine gidilmedi.
Türkiye yağma Hasan’ın böreği gibi yağmalanırken, bu kokuşmuş düzeni yazan gazeteciler olarak gözaltılarla savcıların ve hâkimlerin karşısında “neden yazdığımızı” açıklamak zorunda bırakıldık.
Tarihi seçimlere günler kala buzdağının altı görünmeye başlıyor. Benim yıllar önce “Görünmez Holding” dediğim ancak isimleri, şirketleri, ilişki biçimlerini ve yolsuzluk modellerini bir bir saydığım yapılar gün gibi ortaya çıktı. Zaman içinde bu kirli çarka yeni dişliler eklendi...
Memleketi soymak üzere milletvekili, bakan, bürokrat olanlar, sabah akşam soygun yapacak proje peşinde koşanlar halka hesap verecek. Çünkü artık toplum, hırsızlıkları deşifre olanların “Vatan elden gidiyor”, “Dış güçler bizi istemiyor”, “Yabancılar darbe yapacak” masallarına inanmıyor.
***
AKP’nin kurucu kadrosunda olan ancak gördüğü ve direndiği yolsuzluklar nedeniyle istifa eden eski bakan, CHP milletvekili Abdüllatif Şener, “Güne hangi rant projesini başlatsam diye uyanan, 7/24 hırsızlık yapmayı düşünen bir iktidardır AKP” diyor...
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu dün, “Kul hakkı yiyenler benden korkuyorlar. Ya gelirse? Gelirsem yapacağım belli: Çaldıkları paraları geri alacağım” dedi.
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet düzeni ortaya çıktıkça Saray’ın gündem değiştirme çabası artıyor. Oysa Sarraf’ın karapara aklama operasyonları, Sezgin Baran Korkmaz’ın en tepe isimlere uzanan rüşvet ve ilişki ağı, Sedat Peker’in gündem yaratan ama üzerine iktidar ve yandaşlarınca toprak dökülen skandallar zinciri, Ali Yeşildağ’ın şu anki cumhurbaşkanı, eski başbakan ve bakanlar ile ilgili itiraf ve iddiaları...
Türkiye yürekli savcıların “Ne oluyor?” demesini bekliyor.
***
İddia ve itiraf sahiplerinin suç örgütü lideri, suça bulaşmış insanlar ya da FETÖ’cü olması onların sözlerinin değerini düşürmez. Örneğin Sedat Peker’in yalnızca AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu ile ilgili iddiaları sonrasında kirli sistemin, örtme çabalarına rağmen, nasıl ortalığa saçıldığına tanık olduk...
İçeriden konuşan bu isimlerin işaret ettikleri irin yuvasına neşter atmak savcıların görevi.
Hukuk devletleri iddia nereden gelirse gelsin araştırmak, sorgulamak gerekirse yargı kararı ile toplumu saran şüpheyi aydınlatmak zorundadır.
***
Öncesindeki belediye dönemini geçiyorum, 21 yıllık AKP iktidarı artık yolsuzluk ve rant düzenini saklayamıyor. Cin şişeden çıktı. Meydanlar değişimin ve arınmanın habercisi...
Gazetemizin kuruluşunun 99. yıldönümünü mesajlarıyla kutlayan başta okurlarımız olmak üzere Türkiye’nin çok değerli aydın; siyasetçi ve sanatçılarına teşekkürlerimi sunuyorum. Aydınlanma Devrimlerinin bayrağı hep var olsun...