2024 All Rights Reserved.

İstanbul'u açık farkla İmamoğlu kazanacak...

Seçimin iptal edileceğini 4 gün önceden yazmış bir gazeteci olarak son cümlemi başta belirteyim;

"Hukuk katledilerek yenilenen İstanbul seçimini Ekrem İmamoğlu açık farkla bir kez daha kazanacak..."

13 bin oy farkının hesabını yapanlar, İstanbul seçimlerinde 10 bin 492 oy alan TKP adayı Zehra Güner Karaoğlu'nun, 2 bin 243 oy alan bağımsız aday Özge Akman'ın ve bin 520 oy alan bağımsız aday Aysel Tekerek'in İmamoğlu lehine seçimden çekilmesini de hesaba katsınlar...

3 adayın toplam oyu 14 binin üzerinde! Ayrıca Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar ve DSP adayı Muammer Aydın'ın da - ben bu yazıyı yazdığım sırada açıklamış olmasalar da - adaylıktan İmamoğlu lehine çekileceklerine adım kadar eminim...

Çünkü mesele "İBB Başkanını seçmek" meselesini çoktan aşmıştır.

23 Haziran seçimi;

Türkiye'de hukuk devleti ve demokratik sistemin varlık-yokluk meselesidir...

Yani, 143 bin oydan söz ediyorum... Daha seçim başlamadan Ekrem İmamoğlu'nun hanesine yazılacak oylardan. Bunun dışında yaşanan haksızlığı içine sindiremeyen yüzbinler hatta milyonlar var.

Vicdanı ve ortalama zekası olan herkes İmamoğlu'na siyasi tarihin en büyük haksızlıklarından birinin yapıldığını biliyor!

Bu hesabı AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın da yaptığını sanıyorum... Peki buna rağmen seçimler nasıl oldu da yenilendi?

"Yeni açılım" sorunun yanıtı olabilir mi?

YSK'nın skandal kararını açıklaması ile neredeyse eş zamanlı yeni açılımın düğmesine basıldı. AKP'nin; önce terörist başı, sonra İmralı, daha sonra yeniden terörist başı ve şimdi tekrar İmralı dediği Öcalan'a tecrit, ışık hızı ile kaldırıldı.

Ancak HDP'ye oy veren seçmenlerin tamamının Öcalan'ı desteklediği gibi bir yanılgı içinde iktidar. Demirtaş'ın serbest bırakılması da oya tahvil edilmek istenecektir.

Yaşayıp göreceğiz; bu plan da tutmayacak... Üstelik - onların ifadesi ile - İmralı'yı yeniden sahaya oyuncu olarak sokan AKP, MHP'yi ne yapacak?

Bu durumda AKP'nin gerçek planı ne?

Seçmen kütükleri değişmedi. Aynı seçmenlerle sandığa gidilecek. Tüm veriler AKP'nin İmamoğlu karşısında açık ara kaybedeceğini gösteriyor.

Kum saati 23 Haziran'a doğru akmaya başladı. İktidarın B planını düşünmek zorundayız...

***

Düğmeli cüppeler demokrasiye darbe yaptı

YSK'nın iptal kararı açıklayacağını biliyor olmama rağmen aksini duymayı ümit etmiştim. Büyük iddia ile yazdığım bir konuda yanılmayı hiç bu kadar istememiştim!

YSK, yoğun bakımda tutulan demokrasimizin son fişini de çekmiş oldu.

Yüksek Seçim Kurulu... Ne yüksekliği kaldı, ne seçimin anlamına dair bir bağlantısı!

Bundan sonra Türkiye'de bambaşka bir sürecin içinde olduğumuzun farkına varmalıyız.

AKP 23 Haziran'da eğer seçim yapılırsa; daha sonra başvurmak üzere "seçimi iptal ettirecek" tuzakları yine sistemin içine döşeyebilir. Peki ne yapacağız? Seçimden kaçıp boykot mu edeceğiz?

Hayır... CHP'nin seçime yeniden katılma kararı doğru bir karardır. Boykot etmek AKP'ye; "bakın sandıktan nasıl kaçtılar" argümanı verirdi ve emin olun tek başlarına seçime gitmekten zerre çekinmezlerdi.

YSK kendisinden bekleneni yaptı. Önümüzdeki seçimde de yine emir-komuta şeklinde çalışacakları çok açık. Ancak bu kez; "herşeyin farkında olan" ve

"herşeyin çok güzel olacağına inanan" milyonlar ayakta...

YSK'nın yargı darbesi ile; siyasal İslam, demokrasi ile sınavdan bir kez daha çaktı... Buna karşılık toplumun demokrasi ve hukuk ihtiyacı, ahlak ve özgürlük özlemi hiç olmadığı kadar tavan yaptı.

***

Adaleti çaldılar...

İstanbul seçiminin iptal edilmesi üzerine bir çok açıklama yapıldı. Muğla Barosu Bakanı av Cumhur Uzun'un bana ilettiği mesajı paylaşıyorum;

* "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" denilerek kurulan bir ülkede milli irade hırsızları devletin temeli olan adaleti çaldılar...

* Türkiye hukuk devleti olma yolundaki tek ve son şansını, köprüden önceki son çıkışını kaçırdı.

* Demokratlık, sizi seçmeyen sandığa da saygı duymakla olur.

Muhalif oy veren 4 hakimi kutluyorum, kimbilir belki hukuk bu son kırıntısından ekilen tohumla yeniden yeşerir...