2024 All Rights Reserved.
Yine ortalık toz duman…
Zafer mi, hezimet mi?
Türkiye, Suriye’deki terör gruplarına yönelik operasyonu durdurdu.
Ancak bu haberi dünya ile birlikte biz de; önce ABD sonra Rusya’dan öğrendik!
Harekatı başlatan ülke olarak, sonlandırıldığını da Türkiye’nin açıklaması gerekmez miydi?!
ABD ve Rusya, Barış Pınarı Harekatı ile birlikte Türkiye üzerinden bir bilek güreşine girdi; “Türkiye’yi ben kontrol ediyorum” mesajını dünyaya vermek için yarıştılar.
Geldiğimiz noktada 5 günde iki ülke ile ayrı ayrı masaya oturduk!
Sınırımızın güvenliği için biri okyanus ötesinden, diğeri üç denizi aşarak bölgeye gelen iki ülke ile anlaşmak zorunda kaldık.
Trump, Ankara’yı tehditleri ile dize getirdiğini ilan ederken, Rusya ise “Türkiye bana mecbur” pozlarını takınıyor.
Peki, bizimkilerdeki hava ne?
Zafer?!
Kimin zaferi, neyin kutlaması?
Türk Silahlı Kuvvetleri açısından sonuç zafer olarak değerlendirilebilir. Bundan önceki görevlerde olduğu gibi bu son operasyonda da Mehmetçik gözünü kırpmadan gereğini yaptı. Ancak hükümet için durum hiç de öyle değil.
8 yıldır Suriye politikasındaki korkunç hataları AKP’yi, Mehmetçiğin namlusunu kullanmaya zorladı!
Bugün PKK-PYD adı altında etkisiz hale getirilmeye çalışılan teröristleri Suriye’de “var eden” AKP’nin politik körlüğünden başkası değil!
Elbette ve çok açık; ABD’nin bir planı olarak süreç işledi ancak AKP, ABD’nin ve İsrail’in Suriye’nin bölünmesi tezinin ön cephede savunucusu oldu.
Yani terör koridoru belasını Türkiye’nin başına saran etkenlerden biri de AKP’nin teslimiyetçi, kör, vahim dış politik kararları ve eylemleriydi.
Bu belayı temizlemek Mehmetçiğin omuzlarına kaldı!
TSK’nin “Bunlar PKK’nın uzantısıdır” dediği PYD’yi uzun yıllar boyunca terör örgütü olarak görmeyen AKP hükümetiydi. Çünkü o yıllarda memlekette “açılım baharı” vardı!
Emperyalizm, içeride AKP’nin gözünü açılım bağı ile bağlamış, Suriye sınırında oluşan PKK uzantılarına ses çıkarmamasını sağlamıştı!
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyon yapmak zorunda kalması, terör koridorunu bölmek için haklı müdahalesi ve bu süreç içinde verilen yüzlerce şehit...
Hepsi AKP’nin politik hatalarının sonucu...
Ateş düştüğü yeri yakıyor. Babasız kalan çocuklar, yüreği yangın yeri anneler... Suriye’nin bölünmesi sonucu yaşanan göç, ölümler, mülteciler, harcanan 5 milyar dolar...
Zafer nidaları atan yandaş basına “Kral Çıplak” demek gerekiyor!
Fincancı dükkanına girmiş fil gibi Ortadoğu bataklığına girip Suriye sınırını perişan ettiniz. Karşı tarafta devlet otoritesinin yerini, emperyalizmin tetikçilerinin doldurmasına yol verdiniz. Duvara toslayınca da Türkiye’nin ulusal çıkarlarını Mehmetçiğin kanı ile sağlamak zorunda kaldınız!
Siz bu hikayeden kendinize nasıl bir zafer çıkarıyorsunuz?
İlk düğmeyi 8 yıl önce düzgün iliklemediniz... “Suriye’nin bölünmesine izin vermeyin” diye yapılan sayısız uyarılara kulağınızı tıkadınız.
8 yıl sonra başa döndük... “Suriye kendi topraklarında hakim olsun, teröre izin vermesin” noktasına geldiniz.
Hiçbir örtü, yanlışlarla dolu bu 8 yılın ve politik sorumluluğun üzerini örtemeyecek.