2024 All Rights Reserved.

Kriz mi, fırsat mı!? Atatürk Havalimanı’na kondurulan hastane kaça mal oldu?

Korona salgını gerekçe gösterilerek apar topar inşaatına başlanmıştı. 

Öyle ya, salgın tepe noktasına ulaşabilir, yoğun bakım merkezlerinde yer kalmayabilirdi. 

Acil hastane ihtiyacı için” onca yer dururken (Uçak hangarları, Dünya Ticaret Merkezi’nin fuar alanı ve benzer yerler) hükümet, hastaneyi Atatürk Havalimanı’nın üzerine yaptı!

Üstelik bu hastane, yatak maliyeti açısından dünyanın en pahalı hastanelerinden biri olarak da tarihe geçecekti! 

*

İşi yapan Rönesans Holding’i anlatmaya gerek yok... AKP Genel Başkanı Erdoğan ile olan yakın ilişkileri biliniyor. AKP döneminde aldıkları olağanüstü ihaleler ile süper zenginler liginin müdavimleri...

Atatürk Havalimanı’na yapılan hastanenin vatandaşa maliyetine geçmeden önce kısa bir hatırlatma yapalım:

Büyük tartışmalar içinde kapatılmıştı Atatürk Havalimanı...

AKP’nin yandaş şirketlerine üçüncü havalimanı ihalesi verilmiş, yeni yapılacak havalimanına, uçakları “mecbur” etmek için Atatürk Havalimanı kapatılmıştı...

Yeni havalimanının da adı Atatürk olsun” diyenler elbette duyulmadı... Aslında iyi ki Atatürk ismi konulmadı... Büyük önderin adı, bunca yolsuzluk iddiası ile yan yana gelmedi böylece... 

Adına İstanbul Havalimanı denilen üçüncü havalimanının;

- uçakların çok uzun süren park trafiği, 

- havayolu şirketlerinin artan yakıt giderleri, 

- bölgenin havaalanı için uygun olmayan iklim koşulları... gibi bir dizi nedenle havayolu şirketleri ve yolcular için uygun olmadığı ortaya çıktı... 

Atatürk Havalimanı’nın yeniden kullanıma açılması, yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştı. 

Ama ansızın korona gündemi adeta fırsata dönüştü... 

Koronavirüs ile mücadele kapsamında bir hastane yapılacağı ve bunun da Atatürk Havalimanı’nın içine kurulacağı açıklandı! 

Projenin yapılacağı çok daha elverişli alanlar dururken 2 milyar dolara mal olan pistlerde inşaata başlandı. Böylece üç pistin ikisi bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip edildi! 

Salgın ile ilgili süreç, yeni bir hastane ihtiyacı yaratmıyordu... Mevcut hastaneler yeterliydi... Üstelik atıl durumdaki birçok devlet binası, artan vakalar için hazırlanabilirdi... 

Korona hastası olmayınca Sağlık Bakanlığı yeni hastanenin “sağlık turizmi” için kullanılacağını açıkladı!

Salgın için apar topar, 21 b denilen acil durum metodu ile, yani ihaleyi verecek şirketi belirleyerek yapılan pandemi hastanesi, sağlık turizmi için de kullanılabilirmiş!

Kredi Hazine garantili, maliyet 3 kat...

Peki, yapılan hastanenin maliyeti neydi?

Yine ilk kez duyacağınız rakamları paylaşıyorum...

Kamu-Özel işbirliği denilen ancak benim Hükümet-Yandaş müteahhit işbirliği olarak adlandırdığım model ile yapılan bu hastane için Avrupa Yatırım Bankası’ndan 200 milyon Avro kredi kullanıldı. Yani yaklaşık 1 milyar 520 milyon TL...

Sadece kredi maliyeti hesaba katıldığında, 1000 adet yatak kapasitesi olan bu hastanenin yatak başı maliyeti 200 bin Avro’ya geliyor! Türk parası ile 1 milyon 500 bin TL’ye. 

Normalde devlet, benzer bir hastaneyi yatak başı maliyet olarak 600 bin TL’ye mal ediyor... 

Aradaki farka bakar mısınız? 

(Daha önceki yazılarımda şehir hastanelerinin yatak başı maliyetlerinin de yaklaşık 1 milyon TL’yi bulduğunu ve bu hastanelerde devletin, müteahhitlerin 25 yıl boyunca kiracısı olduğunu ayrıntıları ile belirtmiştim. Bir yıllık hastane kirası ile 1 hastane yapılabileceğini belgeleri ile gündeme getirmiştik.)

Atatürk Havalimanı pistine kurulan hastanenin rekor maliyetini hesaplayan Prof. Duran Bülbül, “Dünyada bu maliyette bir hastane yok. Yatay mimari ile yapıldığı için, yatak başı maliyetin 600 bin TL’yi geçmemesi gerekirdi. Hastane yapımına kimse karşı değil, neden bu kadar büyük maliyetle yapıldığını sorgulamamız gerekir” diyor. Bülbül, bugünkü kur ile 1 milyar 500 milyon TL’yi bulan hastanenin en fazla 600 milyon TL’ye mal olacağını söylüyor... 

Ne dersiniz, bu yazı, “her kriz bir fırsattır” sözünü hatırlatmıyor mu? Kimin fırsatı? Ne pahasına? Kimlerin çıkarı?