2024 All Rights Reserved.

Medyum seçim kurulları nasıl çuvalladı?

Alman siyaset bilimci Goebbels'in propaganda taktiği dünyaca ünlüdür;

"Yalanı ne kadar büyük söylersen o kadar inandırıcı olur"

Ancak Goebbels İstanbul seçimlerinde ortaya saçılan iddiaları görseydi bir kez daha düşünürdü. 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım seçimle ilgili büyük hileyi şu cümlelerle açıkladı;

"Sandık kurulu bakıyor seçmene; tipi AKP'li... Oy pusulasını eksik veriyor."

Böylece o seçmen Büyükşehir için oy kullanamamış oluyor!

Bu iddia da kendi içinde tutarsız. Çünkü;

1 - Oy kullanmak için sınıfa giren seçmenin bir kaç saniye içinde hangi partiden olduğunu anlayan sandık kurulu görevlisi Medyum Memiş'i gölgede bırakır. Öyle ki bu medyum ajanlardan onbinlercesi görev yapmış!

2 - Daha vahimi şu, herkesin dikkatinden kaçmış; itiraz edilen sandıklarda, yani seçimin iptaline neden olan sandıklarda Binali Yıldırım'ın oyu Ekrem İmamoğlu'ndan fazla! Yani medyumlar aslında çuvallamış...

Peki hile nerede? Ağaca çıktı... Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü... Su nerede? İnek içti...

Gören varsa söylesin, yazalım...

31 MART GECESİ KAZANILMIŞ SEÇİMİ UNUTMADAN!

Hiç yaşanmaması gereken bir seçimin analizleri yapılıyor;

Araştırma şirketlerinin açıklamaları yine ardı sıra...

Neymiş efendim; geçen seçimde sandığa gitmeyen seçmeni bu seçimde sandığa götürebilen seçimi kazanacakmış.

Sandığa gitmeyen seçmenin yoğunluğu; Esenyurt, Küçükçekmece, Sultanbeyli, Bağcılar hattındaymış...

AKP'nin Öcalan kartı HDP'li seçmenin oylarını çekmek içinmiş. Muhafazakar HDP'liler belirleyici olacakmış, falan filan...

23 Haziran yaklaştıkça benzer haber-analiz bombardımanının dozu artıyor.

Oysa ben hala ilk gündeyim.

Yani 31 Mart yerel seçimlerinin kazanıldığı ve Ekrem İmamoğlu'nun ıslak imzalı tutanaklara sahip çıkarak net şekilde başkanlığını ilan ettiği o ilk günde...

Seçim bitmişti!

Bitmiş, kazanılmış bir seçimin üzerinden şimdi yapılan bu yorumlar, analizler, açıklamalar size de garip gelmiyor mu?

Sizin de vicdanınızı yaralamıyor mu?

Sanki 31 Mart'ta normal bir seçim süreci yaşanmış da, İstanbul yeni bir seçime gidiyor gibi!

Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı seçim hepimizin gözü önünde YSK eli ile çalındı!

Bu haksızlığa yer vermeden sanki normal bir seçime gidiliyor havasını içime sindiremiyorum.

HİÇLİĞİ 200 SAYFADA NASIL ANLATTILAR?

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır!

Okurlarım tanıktır; yerel seçimler öncesinde de YSK'dan bir hukuk kırıntısı beklemenin hata olacağını yazıyor, söylüyordum.

Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır!

Şimdi muhalefette müthiş bir iyimserlik var, 23 Haziran'a garanti gözü ile bakılıyor.

Neyin garantisi? Ekrem İmamoğlu'nun seçimi kazanacağına ben de inanıyorum, üstelik fark ile... Ancak meselenin sandıktan çıkmak olmadığı hala anlaşılmadı mı?

Ben 23 Haziran akşamı ve sonrasında muhalefetin bir büyük itiraza hazır olması gerektiğini düşünüyorum.

"YSK 23 Haziran'ı iptal edecek gerekçe bulamaz" diyenlere soruyorum; şimdi bulduğu gerekçenin akılla, mantıkla, vicdanla bir ilgisi var mı ki?

Dün değerli hukuk insanı av. Celal Ülgen aradı. Gündemi konuştuk. "YSK'nın yok hükmünde olan, hiçlik olan kararını 200 sayfada nasıl anlatacağını merak ediyorum" dedi ve ekledi; "Abidin Dino'ya 'mutluluğun resmini yapar mısın?' diye sormuştu Eyüboğlu, YSK ise hiçliğin romanını yazıyor..."

***

Muhalefetin dikkatine!

1 - AKP terörist başı Öcalan'a tecridi kaldırdı biliyorsunuz. Ardından Atatürk posterini ve Türk Bayrağını İBB binasından indirdi. "Bebek katili"nden "İmralı" ya hızlı geçiş... İstanbul seçimleri üzerinden yeni açılım. Bu süreçte muhalefetin HDP'li seçmenlere yönelik aşırı dozda tepki vermesi amaçlanıyor. Dikkat...

2 - CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu İstanbul seçiminde Erdoğan'ı hedef yaptı. Doğrudur, Erdoğan seçime bizzat giriyor, seçimde Erdoğan kendi liderliğini oylatacak. Ancak 23 Haziran'a kadar Erdoğan odaklı siyaset yerine İstanbul'a hizmet ve kul hakkı yemeden, haramsız bütçe yönetimi üzerinden İmamoğlu odaklı söylem geliştirmekte yarar var.