2024 All Rights Reserved.
Pandeminin neden olduğu ‘hapis’ hayatını büyükşehirlerde geçirmek istemeyenlerin Ege’ye göçü sürüyor...
Kuşadası’ndan Didim’e, Çeşme’den Bodrum, Marmaris, Fethiye’ye kadar Ege’nin cennet ilçeleri neredeyse yaz nüfuslarına yaklaştı.
Bölgenin insanı kendine çeken büyüsü AKP’nin ayrıcalıklı işadamları için “büyük rant” anlamına geliyor...
Elime ulaşan son dosya doğanın kucağında yeni bir katliamı anlatıyor...
Projenin sahibi; -millete galiz küfürü ile ünlü iktidarın milyonluk vergi borcunu sildiği Mehmet Cengiz...
Tam 580 sayfa... Cengiz’in sahibi olduğu Bodrum Bir Turizm Yatırım AŞ Bodrum’un Cennet Koyu’nda yapacağı mendirekleri, plajları ve bungalow evleri projelendirmiş.
Yazmama gerek var mı bilmiyorum, proje alanı arkeolojik SİT... Koruma bölgesi...
Nerede bir orman, SİT alanı, kıyı, ova, mera var ise orada yandaş işadamlarının baraj, maden, otel, marina, lüks konut projelerini görüyoruz! Salda Gölü örneğinde olduğu gibi, bu doğal güzelliklerin “keşfedilmiş” olmasına üzülüyoruz!
Bodrum’da yaşayan çevreci, aktivist avukat Remzi Kazmaz ile konuşuyorum; “Adrese teslim ÇED raporu hazırlanıyor. Özel şirketlerin ÇED raporu vermesi, talanın bahanesi oluyor” diyor...
Kazmaz, Mehmet Cengiz’in Bodrum koyundaki son projesine de tepkili: “Halk bu projenin hiçbir yerinde yok. Ne belediyeye soruluyor, ne de vatandaşa... Özel şirketin ÇED raporunu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü onaylıyor. Oysa Bakanlık vermeli raporu. Belediyelerle idareler bu yanlış sistem nedeniyle karşı karşıya geliyor...”
Doğrusu bakanlığın verdiği raporları da biliyoruz. Birçok projede olumsuz ÇED raporuna rağmen yağma ve talanın iktidar gücü ile nasıl yapıldığını da...
Türkiye’de bir avuç işadamı, kendilerini yasaların üzerinde görüyor. Söz konusu rant ise ne doğanın çığlığını ne de orada yaşayan insanların itirazlarını dinliyorlar!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Aydın-Muğla Bütünleşik Kıyı Planlaması’nın, kıyıları yapılaşmaya açacağını Cumhuriyet’te gündeme getirmiştik.
Her metrekaresi doğanın bir mucizesi...
Aydın’dan Muğla’ya dünyanın en güzel kıyı şeridi için Ankara’da bir ekip oturup plan hazırlıyor... O planların halkın oyları ile seçilmiş belediye başkanlarına, sivil toplum kuruluşlarına, çevre örgütlerine, bölgede yaşayan insanlara sorulmadan yapılması, AKP’nin-samimiyetten yoksun-sıkça dile getirdiği “milli iradeye” aykırı değil mi?
Her fırsatta millet iradesini diline dolayan iktidar ve yandaşları söz konusu milyarlık talan projeleri olunca neden milleti yok sayıyor? Her defasında “seçilmiş” olmanın önemine değinen Erdoğan, seçimle gelmiş yerel yöneticileri neden planlama ve karar alma süreçlerinin dışında tutuyor?
Havası, suyu, toprağı kirlenen, sorunlar yumağı içinde boğulan kentlerden Ege’ye akın devam edecek... Arkalarında devlet gücü ile gözünü rant hırsı bürüyen müteahhitleri bu topraklardan uzak tutmadıkça, Ege’den başka sığınacak bir liman da kalmayacak!.