2024 All Rights Reserved.

Meral Akşener umudun çığı olacak...

Yaşananlar geleceğin habercisi değil mi?

Meral Akşener'in konuşma yapacağı salona "suikast"; basit, hafife alınır, içselleştirilebilir bir olgu değildir.

Tıpkı MHP yönetimine muhalif ülkücülerin, yıllarca emek verdikleri partilerinden zorla atılmaları gibi,

Tıpkı MHP'nin kurultay sürecinde yargının emir-komuta zinciri içinde yönlendirilmesi gibi...

Elektriği kestiniz! Megafonla konuştu... Hiçbir engel zamanı gelmiş bir düşüncenin/hareketin karşısında duramaz. Akşener halkla buluştukça umudun kar topu büyüyor...

Yasa dışı yollarla bu sürecin önünü kesmek onun yoluna devlet gücü ile barajlar kurmak, korku barikatları yığmak Akşener'i tersine bir çığa dönüştürecektir.

Siyasi bir çığ bu... Memleket aşkı var içinde, insan sevgisi var. Aldatılmışlık hissi, öfke var... MHP'nin, iktidar partisinin ayakçısı konumuna tepki var.

Ve benim hepsinden daha çok önemsediğim ve apaçık gördüğüm; bu ülkenin tüm yurtseverleri için UMUT var!

***

Yaşadıklarımız, referandumdan evet çıkarsa yaşayacaklarımızın habercisi!

Hayır diyenleri önce teröristlerle aynı safta olmakla suçladılar!

Üstelik en yetkili ağızlardan gelen bir açıklamaydı bu.

Yalaka basın üzerine atladı, patronlarının ağzından çıkan emirdi!

Hayırcıları terörist gibi göstermek için satılık kalemlerine itibar mermilerini sürdüler!

Manşetleri ve yazıları ortada...

Bu yalaka, besleme, tekelci medyanın "tek adamlık" rejimi geldiğinde yapacaklarını düşünün! Ya da geçmişe bakın; kumpas davalarında attıkları manşetlere, yazdıkları yazılara bakın!

Referandum öncesinde basının tüm görüşlere eşit yaklaşması dahi yasaklandı.

Şöyle ifade edelim; "Kanun Hükmünde Kararname ile Yüksek Seçim Kurulu, eşitlik ilkesine aykırı yayın yapan radyo ve TV'lere ceza vermeyecek!"

Bu kanun ile medyaya fısıldanan mesaj şudur;

"Yayınlarınızda sonuna kadar evet propagandası yapın, ceza almayacaksınız. Eğer eşit yaklaşırsanız bize karşısınız demektir! sonunuz hüsran!"

***

Tabii bir de "dış güçler" meselesi var...

Aylar önce AKP'nin süreci bu zemine oturtacağını söyledik. Devlet Bahçeli'nin de büyük katkısı ile "dış düşman"a karşı seferberlik ilan edildi. Böylece Bahçeli dahil iktidar sahipleri yani evetçiler; dış düşmanlarla savaşan yiğitler, hayırcılar ise ajan/iş birlikçi seviyesine kodlandı!

Üstelik bu iddiayı tek adamlığa soyunan Recep Tayyip Erdoğan dile getirdi.

Türkiye'nin dış ve iç düşmanlarının olduğu, bunlara karşı birlik ve bütünlüğü sağlayarak savaşmak gerektiği her aklı başında insanın ortak düşüncesidir.

Devletin zirvesi böyle talihsiz açıklamalar yaparsa sokakta olacakları düşünün!

Hayır diyecekleri hainlikle suçlamak kimsenin haddine değildir.

Referandumdan evet çıksın diye ortaya atılan bu yalanlar; ülkeyi ve milleti bölmek, bıçak sırtı giden iç barışı dinamitlemekten başka bir sonuca götürmez.

Bu nedenle "yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın habercisidir" diyorum.

Henüz sistem tüm yara-beresine rağmen ortada dururken,

henüz kağıt üzerinde kalsa da; yasama-yürütme-yargı bağımsızlığı varken,

henüz hâlâ Türkiye'de üç gazete iki televizyon gerçek habercilik yapabiliyorken,

henüz hâlâ aldığımız hapis cezalarına rağmen yılmadan yazıyorsak,

henüz hâlâ siyasi partiler varken; demokratik kitle örgütleri, Atatürkçü/yurtsever sivil toplum kuruluşları itiraz edebiliyorken,

henüz hâlâ demokratik düzen, milletin egemenlik hakkını kullanan kurumlar varlığını sürdürürken,

hâlâ Atatürk'ten söz edebiliyorken,

hâlâ umut varken...

Hayır için çalışmalıyız.

***

Referandumdan evet çıkarsa ne olur?

Bugün verilen demokrasi, hukuk ve özgürlük mücadelesi,

millî birlik ve bütünlük çabası,

teröre ve iş birlikçilerine karşı savaş,

emperyalizmle mücadele her zamankinden zor olacak...

Ama bu memleketin kar taneleri kar topu olup büyümeyi bilir...

Nasıl ki; 100 yıl önce bir çığ gibi sömürgeciler ve iş birlikçilerinin üzerine yağdıysa, yine çığ olup gelecektir.

Akşener'in konuşacağı salondaki elektriği kesenleri, milletin elektriği çarpacaktır.