2024 All Rights Reserved.
Hiçbir şey tesadüf değil…
Başbakan Binali Yıldırım'ın " Bahçeli ile anlaştık, başkanlığı getireceğiz" açıklaması malumun ilanıydı.
Haberlere göre 100 maddelik yeni anayasa paketi başkanlık sistemini de içeren bir şekilde Devlet Bahçeli'ye sunulmuştu. Bundan sonrası artık algı yönetimi…
MHP cephesinden "hassas" maddeler var açıklamaları gelecektir. Devlet Bahçeli süreçte, fikrine başvurulan, hatta "ihtiyaç olursa" süreci yönlendiren bir pozisyondaymış gibi halka gösterilecektir. Yeni anayasa ve Başkanlık sisteminin taşları döşenirken MHP'ye "sanki soruluyormuş" gibi yapılacaktır.
Binali Yıldırım "büyük ittifakı" açıklarken Devlet Bahçeli'yi överek söze giriyor, Bahçeli'nin bu işbirliğini vatan sevgisinden dolayı yaptığını ilan ediyordu.
Yeni anayasa ve başkanlık sisteminin "vatan sevgisi" ile ne ilgisi olabilir? Türkiye'ye yabancıların dayattığı yeni anayasa ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir ayağı olarak Başkanlık sistemi; vatan sevgisi paketine sarılabilir mi?
Artık önümüzdeki günlerde yandaş basının vitrini belli oldu. MHP'nin malesef figüran yapıldığı süreci parlatmak… Basın toplantıları, görüşmeler, yeni anayasa ile ilgili MHP'nin "şartları", bu şartların sızdırılması, tartışılması, AKP'nin nasıl karşıladığı haberleri…
Yani toz-duman… Aslında tüm bu bombardıman toplumu Erdoğan'ın başkanlığına ısındırmak için yapılacak. Saray'ın en büyük amacının gerçekleşmesine yönelik…
Başbakan Yıldırım'ın sözlerini hatırlatalım:
"… Son günlerde Sayın Devlet Bahçeli, sağduyusu ile vatansever ve ülkenin geleceğini dikkate alarak, her türlü siyasi hesaplardan öte Türkiye'nin bu önemli meselesinin çözümü için sorumluluk aldı ve bu konuda inşallah MHP ile beraber anayasa yapacağız. Başkanlık sistemini getireceğiz. Meclis'e getireceğiz. Meclis'ten sonra iş bitmiyor. Sahibine getireceğiz. Sahibi kim? Sizsiniz. Millete gelen iş yolda kalmaz"
Demek ki toplum, güvenlikten, ekonomiye derin sorunlarla boğuşurken Başbakan'ın ifadesi ile Devlet Bahçeli, Türkiye'nin "önemli meselesini" çözmek için sorumluluk aldı!
Oysa, ne başkanlık sistemi, ne de yeni anayasa Türkiye'nin önemli meselesi…
Memleket bölünmenin eşiğine gelmiş, TSK hem içerde hem sınır ötesinde IŞİD'den PKK ya her türlü terör ile mücadele ediyor, güvenlik güçlerimiz, devlet aklının da nihayet tehdit olarak gördüğü FETÖ'yü etkisizleştirmekle uğraşıyor…
Ama Bahçeli ve Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı başkan yapmak ve yeni anayasa için zaman harcıyor…
Aileler geçim derdinde, borç batağında, bir avuç devlet zengini, ihale zengini yüzsüz; Türkiye'yi saran mutsuzluk, kaygı, endişe denizinde mavi yolculuğa çıkmış!
Siyasetin çözmesi gereken demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, adalet, bağımsız yargı, bilimsel eğitim, özgürlük, yolsuzluk, yoksulluk gibi sorunları dururken, Türkiye'nin fabrika ayarlarından ülkücü camianın partisi MHP, Saray'ın yelkenlisinin dümen suyuna girmiş… acı bir fotoğraf…
Hem yeni anayasa, hem de başkanlık sistemi emperyalizmin Türkiye'ye dayattığı bir model ve içeriktir. En saf yurttaşımız bile; başkanlık sisteminde iki ana akım siyasi parti olduğunu, Türkiye'de bu bölünmenin bir tarafında AKP'nin diğer tarafında CHP'nin kalacağını hesap edebilir.
Peki Bahçeli MHP'nin oylarının AKP'de eriyeceğini bildiği halde neden bu sürecin koç başı olarak ortaya çıktı? Yanıtını bulamadığımız bir sorudur…
Türk siyasetinin taşıyıcı kolonlarından ülkücü camia için de, AKP'de erimek kabul edilemez bir durumdur. Erime öylesine ortada ki; Sabah Gazetesi haberine göre Bahçeli'ye destek için seçim barajı yüzde 5'e düşürülecek. Yani Bahçeli liderliğindeki MHP'nin yüzde 5'i zor bulacağının bir itirafıdır bu girişim…
Devlet Bahçeli'nin tutumunu eleştiren, MHP'de yaptırılmayan kurultayın başkan adaylarından Meral Akşener, Bahçeli'nin bir sözünü hatırlatmış:
"Öcalan ile Erdoğan Başkanlık için söz kesmiş.." diyerek Erdoğan'ı ağır dille eleştiren Bahçeli, bugün "anlaştık" açıklaması yapıyor…
Bahçeli'nin bu savrulması AKP'de ülkücü oyların, BOP kazanında ise Milliyetçi Hareket Partisi'nin erimesine neden olacak.