2024 All Rights Reserved.
O hain saldırıda kaybetmeseydik bu yıl 79 yaşına girecekti Uğur Mumcu...
Araştırmacı gazeteciliğin tartışmasız en büyük ismi, benim de bu onurlu mesleği tercih etmemdeki en önemli yol göstericilerimden biriydi.
Uğur Mumcu’yu en güzel anlatan ifadeyi onun yakın arkadaşı çok değerli Ali Sirmen ağabeyimiz yazdı. “Mumcu bir Cumhuriyet projesiydi” dedi...
Katledildiği 24 Ocak’ın yıldönümünde nasıl bir “proje” olduğunu, Mumcu’nun kendi sözleri ile hatırlayalım:
“Ben Atatürkçüyüm... Ben, Cumhuriyetçiyim... Ben laikim... Ben antiemperyalistim... Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım... Ben insan hakları savunucusuyum... Ben terörün karşısındayım... Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım...”
Atatürk Türkiyesi, Uğur Mumcu’nun izinden giden yurtseverlerin omuzlarında yükselecek. İlkeleri ve değerleri, gazetecilik namusu ve memleketin bağımsızlık mücadelesi, bir bayrak gibi genç kuşakların elinde...
Mumcu’nun iki evladı Özge ve Özgür 28 yılı geride bıraktılar, babalarının büyük boşluğunda... Çok değerli eşi Güldal Mumcu, geçen yıllara rağmen hâlâ katillerin, azmettiricilerin bulunması umudunu taşıyor.
24 Ocak 1993’te bir kıyameti yaşamıştı Türkiye... Ateş sadece düştüğü yeri yakmadı bu kez... Mumcu’nun uğruna canını verdiği aydınlanma meşalesi milyonlarca yürekte yanıyor.
Cumhuriyet’teki köşesinde memleket için hayatını feda edenleri anlattığı satırları, kendi mücadelesinin de bir aynasıydı:
“(...) isteseydik diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Yüreğimiz işçiyle köylüyle birlikte attı...
Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma...
Vurulduk ey halkım unutma bizi...”
“Alın teri, göz nuru vergilerimizi hükümet nasıl harcıyor, nasıl değerlendiriyor” sorusunu takip etmek her yurttaşın görevi olmalı...
Uzun süredir Türkiye’nin tefeci faizi ile soyulduğunu anlatıyoruz. Eski CHP milletvekili Haluk Pekşen soygunun denklemini özetledi.
Örneğin;
9 Kasım 2020’de 1 milyon Avro dövizini 10 TL’den Türk Lirası’na çeviren bir para sahibini düşünelim... Bu hesap ile 10 milyon TL’si oluyor. Yatırımcı 10 milyon TL’sini yüzde 17 faiz ile 365 gün faizde tuttuğu takdirde bugünkü kur üzerinden elde edeceği kazanç 1 milyon 723 bin 611 TL...
Yatırımcı toplam 11 milyon 723 bin Türk Lirası’nı bugünkü kur ile Avro’ya yeniden çevirdiğinde; 1 milyon Avro ile bir yıl önce geldiği ülkemizden 1 milyon 311 bin Avro ile ayrılıyor. 12 ayda, yüzde 30’un üzerinde olağanüstü bir faiz kazancı!
Pekşen, “Yukarısı faiz, aşağısı kur tuzağı” diyor. İktidarın bu sarmaldan hukuk sistemini yeniden inşa etmeden çıkamayacağını söylüyor.
- Anayasa Mahkemesi var mı?
Evet, üyelerinin büyük çoğunluğunu Saray belirlese de var...
- Danıştay, Yargıtay, HSK var mı?
Evet, atamaları Saray’ın belirlediği sistemle yapılsa da var...
- Teftiş ve denetim birimleri var mı?
Evet, iktidarı ve Saray’ın harcamalarını denetleyemez olsa da var...
- Türkiye Büyük Millet Meclisi var mı?
Evet, yasa ve bütçe yapma yetkisi ve denetim erki elinden alınmış olsa da var...
- Cumhurbaşkanı var mı?
Evet, tarafsız olmak yerine devlet gücü ile partisini iktidarda tutmaya çalışsa da var...
- Televizyonlar, haber kanalları, gazeteler var mı?
Evet, yüzde 99’u iktidara sözcülük yapıp, muhalefete karartma uygulasa da var...
- Sendikalar, iş dünyası ve meslek örgütleri var mı?
Evet, üç maymunu oynayıp, olana bitene sessiz kalsalar da var.
- Sandık var mı? var... Seçim var mı? Var...
Türk Dil Kurumu’na göre hayalet/ hortlak; gerçekte var olmadığı halde varmış gibi görünen şey;
Yani ileri demokrasimiz!