2024 All Rights Reserved.

Ne reklam arası ne yıkım süreci!

Seçime yaklaştıkça Millet İttifakı’nı, 6’lı masayı dağıtmaya, seçmende soru işareti yaratmaya yönelik provokatif açıklamaların yapılacağını yazmıştım. 

Özellikle HDP içinden bu açıklamaları bekliyordum çünkü Selahattin Demirtaş’ın net bir şekilde demokrasi isteyenler tarafında yer alacağını açıklaması ve uzun süredir tutuklu olmasına rağmen HDP seçmeni üzerinde artan etkisi Saray’ın hesaplarını altüst ediyor.

***

Dün HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhuriyeti hedef alınca şaşırmadım. 

Buldan, “Kuruluşundaki ademimerkeziyetçilik ve demokrasi fikrinin terk edilerek yerine Kürtler ve Aleviler başta, tüm farklılıkların ret ve inkârına dayalı tekçilik sisteminin devreye sokulmasıyla yaşanan 100 yıllık bir yıkım sürecinden bahsediyoruz” dedi. 

Cumhuriyet, “100 yıllık yıkım süreci” öyle mi?! AKP’li karşıdevrimciler de yeni ucube sistemin inşası sırasında Cumhuriyet için “100 yıllık reklam arası” demişlerdi. 

Emperyalizm; etnik milliyetçiler ve din istismarı yapan siyasal İslamcılar ile etle tırnak gibidir...

Ben HDP’li seçmenin Buldan gibi düşünmediği kanaatindeyim..

Haber yazanın hapse atıldığı, özgür bir avuç medyanın yok edilmeye çalışıldığı, tek bir STK’nin, sendikanın konuşmaya cesaret edemediği, içeriği değişen ama hedefi değişmeyen operasyonlarla Türkiye’de korku ikliminin yerleştirildiği, hukukun ayaklar altına alındığı, iktidarda olanın adaletinin, sağlığının, hukukunun, eğitiminin, zenginliğinin... sağlandığı bir çöküntü içinde demokratikleşme ve eşitlik hayali yalnızca HDP seçmenine ait değil...

***

Buldan, gündemi değiştirip Cumhur ittifakı’nın eline Millet ittifakı’na yükleneceği bir malzeme vermeye çalıştı. 

“Demokratikleşme” çağrısı yapan Buldan, antidemokratik ve gerçek anlamda Cumhuriyetin tüm birikimlerini, kurumlarını ortadan kaldıran Saray’a, arayıp da bulamadığı bir seçim malzemesi verdi. 

Peki, Selahattin Demirtaş’ın, Ahmet Türk’ün açıklamalarını nereye koyacağız?

Ahmet Türk, meslektaşımız İsmail Saymaz’a, “Bizim tercihimiz Kılıçdaroğlu’ndan yana.. O olursa ona oy vermeyi düşünüyoruz” demişti. 

Demirtaş ise Edirne Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla gazeteci Ruşen Çakır’a, Kılıçdaroğlu’nun yaptığının kolay olmadığını söylemişti;  

“Kemal Bey üzerinden veya inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak değerlendiriyorum. Kaldı ki bence Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklamış durumda ve farklı toplumsal kesimlerde önemli bir desteğe sahip olduğu görünüyor. Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her konuya ilişkin çözüm önerisi sunmak ve bunlar etrafında toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir.” 

***

Türkiye’yi huzur, barış ve bütünlük içinde geleceğe taşımak isteyen tüm partilerin ve siyasetçilerin ayrıştırıcı dili terk etmesi gerekiyor. 

Hangi etnik kökene ait olursa olsun, kendini nasıl tarif ederse etsin tüm yurttaşlar geleceğe güvenle bakacakları, çocuklarını huzurla büyütecekleri, her türlü demokratik haktan eşit koşullarda yararlanacakları bir ülke hayal ediyor..

Atatürk Türkiyesi, Atatürk’ün yarattığı Cumhuriyet eseri tam da bu hayalin gerçekleşmesi için var...  

Cumhuriyet uygarlıktır, Cumhuriyet aydınlanmadır, Cumhuriyet -etnik köken ayırmadan- kimsesizlerin kimsesidir...

Demokrasi ittifakına açık ya da örtülü saldırının hesabını seçmen sandıkta soracaktır.

***

100. YILINDA YÜZYILIN SEÇİMİ...

Bir yıl sonra 29 Ekim’de Cumhuriyetin 100. yılına gireceğiz...

Öncesinde Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi yaşanacak. 

Korku krallığına karşı demokrasi isteyenlerin, bağnazlık karşısında akıl ve bilim diyenlerin seçimi...

Ya Afganistan yolunda ya da muasır medeniyetler...

***

Her bir oy 7’den 70’e herkesin kaderini, geleceğini etkileyecek...

Cumhuriyetin 100. yılına Atatürk Türkiyesi’nin tüm kazanımlarını kaybederek girebiliriz.

100’üncü yıla adı Cumhuriyet olan fakat içinde cumhurun, halkın olmadığı saltanat rejimi ile girebiliriz...

Bilim ve Aydınlanma ülkümüze veda edebiliriz...

***

Seçime hazırlanan ve değişim isteyen tüm partilerin ve özellikle parti liderlerinin “son seçim” sürecinin bilincinde olduğuna inanmak istiyoruz. 

Cumhuriyetin 100. yılında, yüzyılın seçimi...