2024 All Rights Reserved.
“Demokrasi bir tramvaydır, gittiği yere kadar gider, orada ineriz” demişti...
Dediğini yaptı...
Yurttaşın sandığa giderken eli yüreğinde...
Seçim sonucuna demokrasi mi diyecekler, darbe mi?!
*
Hırsız-yandaş-bürokrat-siyasetçi-medya sarmalında memleket.
Cumhuriyetin tüm değerleri özelleştirmeler yolu ile yağmalandı.
Hazine’ye ait araziler, kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız vahşi projeler için satıldı...
Hazine’nin kendisi millete ait olmaktan çıktı,
Kamu bankaları ile vergi havuzumuz, yandaşları fonlamak için yarışıyor...
*
Devletin tüm kurumları liğme liğme döküldü...
Yasama-yürütme-yargı erkleri, bu kuvvetlerin ayrımı ve bağımsızlığı sizlere ömür!
Nefesin değerini soluksuz kalınca anlıyor insan...
Demokrasi ve adaleti yok edip memleketin soluğunu kestiler.
*
Büyük önder Atatürk’ün başı kabak ayağı çıplak, yoksul, kimsesiz bir toplumdan var ettiği Türkiye Cumhuriyeti, 21 yılda yolsuzluklarla soyulmuş, soğan kuyruğuna mahkûm olmuş, tarikat ve cemaatlerin devleti ve rant alanlarını parsellediği, lümpenliğin ve gericiliğin karanlığına düşmüş, gençlerin, meslek sahiplerinin ülkeyi terk ettiği, geleceğe dair umutları çalınmış mutsuz yığınlar halinde insanların endişe ile yaşadığı, kötü yönetimin ve liyakatsizliğin binlerce canımızı aldığı bir enkaza dönüştü.
Zengin aşırı zengin, yandaş süper zengin oldu... Orta direk kalmadı. Öğretmen, doktor, hâkim, polis yoksullukta eşitlendi!
Geniş yoksul kesimler ise açlık ve yetersiz beslenmenin eşiğinde, insan onuruna uygun yaşam koşullarının çok uzağına düştüler.
*
Neyin seçimi diye soruyoruz ilk sayfamızda...
Karanlığa karşı aydınlığın seçimidir bu...
Kutuplaşmaya karşı kardeşliğin...
*
Gençlerin seçimidir... Cehennemi kararsızlığın ortasında, gitmek ile kalmak arasında...
Kadınların seçimidir... İnsanı yaratan kadınların... Dövülmeden, katledilmeden yaşamak ve uygarlığımızı yeşertmek için.
Çocukların seçimidir... Göçük altında kalmadıkları, tecavüze uğramadıkları balonlu bir gökyüzü altında neşe ile oynadıkları bir ülke için...
Hayvanların, ormanların seçimidir... yanmadan milyonlarca, işkenceye uğramadan, öldürülmeden...
Dindarların seçimidir... Dincilere, din tüccarlarına karşı samimiyetle inananların seçimi...
İşçilerin seçimidir, canlarını vermeden çalıştıkları, haklarının gasp edilmediği bir sistem için.
Ve bir ülkenin, bir ulusun seçimidir... Barış, huzur ve kardeşlik içinde insanca yaşanan, adalet ve güven duygusu ile yarınlara umutla bakılan bir memleket için.
*
Neyin seçimi?
Deprem vergilerini duble yollara harcayanlara karşı, enkaz altında koyun koyuna ölümü bekleyenlerin seçimi...
*
Soma’da diri diri gömülen maden işçilerinin, kumpas davaları ile hapislerde çürütülen insanların seçimi...
Bağnazlığa karşı bilimin,
Gericiliğe karşı Aydınlanmanın,
Baskıya karşı özgürlüğün,
Nefrete karşı sevginin seçimi...
*
Ve siyasetçilerin seçimidir...
Sandığa giden milyonlar için umut okyanusları yaratıp, yurttaşın beklentilerini karşılamak zorunda olan, çalmayan, kötüleri ayıklayan siyasetçilerin seçimi... Ağır bir yükü omuzlayıp memleketi tepeden tırnağa yeniden inşa etmek için...