2024 All Rights Reserved.
Sormaya devam etmeliyiz;
Darbenin siyasi ayağında kimler var?
1 Numara ile ilgili yap boz'un parçaları neden hala birleştirilemedi?
Binlerce kişi gözaltına alınıp sorgulanırken, örgütün tepe yönetimi neden hala belirsiz?
FETÖ'yü devlet içinde devlet yapan mekanizmaların başında kimler vardı?
Dış destekli, Atatürk Türkiyesi düşmanı bu yapıya her türlü kolaylığı gösteren, üyelerini devlet kademelerine yerleştiren, haksız atamalarla örgüt elemanlarını, yargıdan, askeriyeye, polisten üniversitelere kadar oya gibi işleyen siyasetçilerin amacı neydi?
FETÖ'ye koçbaşılık yapanlarla ilgili neden kimse çıkıp konuşmuyor? Soruşturmalar bu koçbaşlarına da uzanacak mı?
***
Hükümetin FETÖ ile mücadele ve darbe girişiminin aydınlatılması için elinde olağanüstü yetkiler var ve bu yetkiler ciddi tartışmalar içinde uzatılıyor.
Ana muhalefet partisi CHP, "FETÖ ile mücadele OHAL olmadan da yapılabilir" görüşünde…
İtirazları; etkin bir temizlik için demokrasi içinde kalınması gerekliliği…
Ne demek demokrasi içinde kalmak? Demokrasinin kurum ve kurallarını işler hale getirmek… Hukuk içinde kalmak, şeffaflaşmak… OHAL buna engel.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile konuştum. Neden OHAL'e itiraz ettiklerini üç başlıkta özetledi:
1) Meclis çalışmalı, mücadeleye birlik beraberlik içinde katkı sunmalı
2) Sivil Toplum Kuruluşları'nın süreci denetlemesine ve desteğine ihtiyaç var.
3) FETÖ ile mücadelenin ucu iktidara ya da muhalefete, nereye uzanırsa uzansın yazmak, deşifre etmek için özgür basına ihtiyaç var.
Bu üç başlığın her biri devre dışı… Tezcan ezber bozan farklı bir tespitte bulunuyor, FETÖ ile mücadelenin OHAL olmadan daha etkili yapılabileceğini bakın nasıl anlatıyor: " FETÖ ile mücadele demokrasi ve hukuk içinde kalınarak yapılabilir, hatta bu karanlık yapının siyasi ayağına ulaşmak için OHAL bir engel… İki ay geçti hükümet ne yaptı üst düzey sorumlular ile ilgili? Siyasi ayak bulunabildi mi? Hayır! OHAL ile meclis devre dışı bırakılıyor. FETÖ'nün siyasi ayağında şu anda OHAL yetkilerini kullananların bir kısmı olabilir. Bu durum mücadele etmeye engeldir"
Yine kamuoyunda tartışılan bir noktaya da şöyle dikkat çekiyor:
"Cumhurbaşkanı, Başbakan hükümet üyeleri hepsi özür dileyip, yanıldık diyebiliyorlar da; parasını Bank Asya'ya yatıran bir öğretmen neden yanıldık diyemiyor? Çocuğunu yasal olarak açık olan, MEB'e kayıtlı okula gönderen kişi neden af dileyemiyor? Açığa alınmalar; disiplin soruşturmaları şeklinde, mağdur yaratmadan yapılabilirdi. Ben FETÖ ile mağdur kelimesini asla yanyana getirmem ama AKP bu yanlış algıyı yaratıyor"
***
AKP'nin kamuoyu yaratma gücüne, olayları saptırıp, kendi neden olduğu kötülükleri başkalarına mal etme siyasetine "şapka çıkarmak" gerekiyor! PKK ile açılım sürecini nasıl kendileri başlatıp, sonucunda azan ve şiddetini tırmandıran terörü başkalarına mal ettilerse, FETÖ ile ilgili de aynı stratejiyi izliyorlar. "Samimi" görüntü vererek, "kandırılmış" ihanete uğramış duygusu ile toplumu yanlarına çekip, cemaat ile yıllarca mücadele eden yapıları FETÖ'cülükle suçlayabiliyorlar! Pek çok örnek verilebilir ama 2004 yılı Milli Güvenlik Kurulu kararı çok net değil mi?
MGK kararında cemaatin devleti ele geçirmek istediğine vurgu yapılıyor ve mücadele edilmesi isteniyordu. Ne oldu o belge? AKP "yok hükmünde saydı!" İşbirliği yaptıkları dönemde bunu söylemekten de çekinmediler.
AKP şimdi neyi tartıştırıyor; "CHP'nin FETÖ ile ilişkisini!"
Deveye sormuşlar "Boynun niye eğri?" diye, "nerem doğru ki?" demiş!
Bülent Tezcan'a "CHP'nin içinde FETÖ ile ilişkili yöneticiler, milletvekilleri var mı?" diye soruyorum, işte yanıtı; "CHP'nin içinde FETÖ barınamaz, yaşayamaz! Bu kadar açık ve rahat söylüyoruz. Kumpas davalarında bu yapı ile mücadele eden siyasi hareketleri tüm Türkiye biliyor. Kim varsa, ucu nereye giderse ortaya çıksın! Bizim itirazımız tek tipleşmeye… AKP'nin kuyruğundan gitmeyeceğiz. Demokrasi içinde mücadele etmek gerçek anlamda örgütü deşifre eder. FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkmasını en çok biz istiyoruz"
***
CHP'li Tezcan; "AKP, OHAL ile yönetmeye alıştı" diyor. "Bir gecede 53 bin kişi açığa alınıyor, hak, hukuk devre dışı… Kontrolsüz bir güç bu. Adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor."
Tezcan'a göre AKP; FETÖ ile hukukla değil, hukuk dışı yöntemlerle mücadele etmek istiyor. OHAL ile ucunun kendilerine ulaşmasına engel olacak, kontrollü ve muhalifleri ayıklamaya yönelik bir mücadele şekli yürütüyorlar. "Biz AKP'yi biliriz" diyor, "hukuku kenara almalarına onay verdiğimiz anda tüm muhalefeti boğarlar…"
Ne dersiniz? Bugüne kadar yaşanan süreç bu kaygıları haklı çıkarmıyor mu?