2024 All Rights Reserved.

Referandum oldubitti...(mi?)

Danıştay CHP'nin yaptığı başvuruyu reddetti. İç hukuk yolları tükeniyor.

İlk gün yazdığım gibi Türkiye'deki mahkemelerden şaibeli referandum ile ilgili  objektif karar beklemek mümkün değil.

Tek parti devletinin "adalet sistemi" şimdiden dizayn edildi...

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolu görünüyor. CHP, Hayır'cı muhalefetin koç başı... "Ne yapacak?" diye gözler CHP'nin üzerinde...

 

***

Son dönemde; hem Meclis'in hem de ekranların en etkili isimlerinden biri ile buluşuyorum.

Tele1 TV'de yayınlanan 'Anında Manşet' programının öncesinde CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ile Muğla'da umut veren bir sohbete başlıyoruz.

Pekşen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) içtihatlarını gösteriyor:

"Referandumda en temel insan hakkı ihlal edilmiştir. Özgür seçim ortamı oluşturulmamış, açıkça hile yapılmıştır. AİHM'in benzer ihlal tespiti kararları var. Türkiye ile ilgili böyle bir karar çıkacak..."

Can alıcı soruyu yöneltiyorum; "AİHM, AGİT'in kararlarını da göz önünde bulundurarak ihlal tespitine karar verirse, yaptırımı ne olur? İktidar 'ben bu kararı tanımıyorum' diyebilir mi?"

Pekşen, AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu, dikkate alınmaması durumunda ciddi yaptırımların olabileceğini söylüyor. Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımların memleket için, toplum için çok ağır sonuçlarından söz ediyor;

"Uygar dünyada karşılığımız kalmaz, hiç kimsenin Türkiye'yi böylesi bir sıkıntının, bunalımın içine sokmaya hakkı yok, sonuna kadar mücadele edeceğiz" diyor.

***

Haluk Pekşen hukuk, finansman, bankacılık konularında uluslararası çapta tanınmış bir avukat. Yerli/yabancı dev şirketlere danışmanlık ve hukuk müşavirliği yapmış, HavacılıkBankacılıkGümrük ve Dış Ticaret yasalarının hazırlanmasında büyük emeği olan bir teknik adam aynı zamanda...

Hukukçu kimliği ile yaşanan tartışmaları kesin bir dille netleştiriyor. Kendisi de bireysel başvuru hakkını kullanarak AİHM'e gideceğini, hem referandumun hem de referandumda oylamaya sunulan yeni anayasanın iptali için büyük mücadele vereceğini belirtiyor.

CHP de benzer bir yol izleyecek gibi... Çünkü yalnızca referandum değil, Türkiye'ye dayatılan ve bir oldubitti ile geçirilen yeni anayasa da AİHM'in demokrasi ve insan hakları süzgecine takılacak.

Pekşen'e göre; hukuk güvenliğini ortadan kaldıran, Meclis'in yasa yapma yetkisine tek adam tarafından ipotek konulan, demokrasinin sonunu getiren yeni anayasa; dahil olduğumuz ligden bizi düşürecek. AİHM'in bu gerçekleri göz ardı etmesi mümkün değil...

Haluk Pekşen'in umut veren yorumunun altını çiziyorum: "Hem ucube anayasa, hem de şaibeli referandum, AİHM yolu ile iptal edilecek."

Siyaset üstü birleşme

Peki ya siyaset arenası? Yüzde 50 Hayır diyen, demokrasi, özgürlük ve hukuk devletinde birleşen milyonlarca seçmen için bir strateji var mı?

Haluk Pekşen burada da ezber bozan bir değerlendirme yapıyor.

"Yerel seçimlerin öne alınacağını düşünüyorum. Türkiye siyaset üstü bir anlayışla yerel seçimlere hazırlanmalı. Demokrasi bloku, yerel yönetimlerde hangi parti önde ise o partiye destek olmalı!"

Bu sözlerin de altını çiziyor ve imzamı atıyorum... Türkiye referandumda oluşan mozaiği ancak böyle bir yaklaşımla, hedefle, siyasetle bir arada tutabilir... Yerel seçimlerde büyük şehirleri kaybeden bir iktidarın genel seçimlerde yenileceği sır değil...

Pekşen "Muhalefet referandumda Hayır'ı birleşerek nasıl inşa ettiyse, yerel seçimlerde de bunu başarabilir. Toplum aksi davranışı affetmeyecektir. Siyasi tarihimizde bir uzlaşı süreci de böylece başlayabilir..." diyor.

***

Haluk Pekşen çok dolaşıyor, halkın içinde, en yakıcı sorunları birebir dinliyor... İcra dairelerinde artan dosyalardan, halkın ve özel sektörün aşırı borç yükünden, müteahhitlerin, turizmcilerin, tekstilcilerin bıçak sırtı dengesinden, tarımdaki çöküşten, Türkiye'nin ağır ekonomik bunalımından söz ediyor...

Çözüm yollarını aktarmak bir başka yazının konusu... Ama tüm çözüm yollarının tek bir dayanağı var... Pekşen, o dayanağı da şöyle özetliyor;

"Uluslararası hukuk sistemi ile bağlı, ödünsüz işleyen hukuk güvenliği ve demokrasi..."