2024 All Rights Reserved.
"Her sözün her hareketin evlere, sokaklara yerleştirilmiş tele-ekranlardan izlendiği bir ülkeydi Okyanusya... Her hareketinizin gözlendiğini varsayarak yaşamak zorundaydınız. Zorunda olmak ne söz; artık iç güdüye dönüşmüş bir alışkanlıkla öyle yaşıyordunuz..."
Dünyaca ünlü yazar George Orwell, 1984 adlı romanında böyle anlatıyordu baskının, düşünce polislerinin, cehaletin ülkesi Okyanusya'yı...
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş'un sözleri ile devam edeyim:
"Memuru, işçisi, esnafı, sivil toplum kuruluşu üyesi herkes korkuyor. Türkiye susuyor, Türkiye konuşamıyor. Ben sorunları dinlemek için gidiyorum; 'biz anlatırız ama bizim ismimizi söyleme' diyorlar... "
Yokuş'un sözleri, Orwell'in romanından bir cümle gibi durmuyor mu?
*
Tüm iletişim araçlarının tek kişinin elinde olduğu, sabahtan akşama kadar evde, sokakta, işyerinde... Her ortamda Büyük Birader'in propagandasına maruz kaldığınız bir ülke Okyanusya...
Türkiye'nin çok değerli tiyatro yönetmeni ve oyuncusu Rutkay Aziz, dünyaca ünlü bu roman ile "perde" demeye hazırlanıyor...
Oyunu Ümit Denizer yazıyor... Kasım sonu gibi izleyicilerle buluşacak.
Aziz; "12 Mart'ta film ve oyun senaryolarını önceden kontrol ederlerdi, 12 Eylül'de ise önce oynatıp sonra yasaklıyorlardı ki; bu daha maliyetliydi bizler için... Şimdi ise ikisini de yapmaya gerek yok çünkü müthiş bir otosansür uygulanıyor. Sanatçılar kendi kendilerini sansürlüyor" diyor.
Rutkay Aziz ile bu sohbeti Kartal Belediyesi'nin Yaşlı Bakım ve Huzurevi'nde gerçekleştiriyoruz... Belediye Başkanı Dr. Altınok Öz'ün Kartal'a kazandırdığı çok değerli bir eser... Başkan Öz de katılıyor sohbetimize; Kartal'ın özgürlükler kenti olduğunun altını çiziyor...
TELE 1 de yayınlanan söyleşimizde Rutkay Aziz çarpıcı değerlendirmeler yapıyor; "Türk solu bu dönemde olduğu kadar dönek görmedi" diyor. "Dönekliğin adı değişim oldu!"
Aziz, devrimci ve ilerici kişiliğinden ödün vermeyen bir sanatçı... Ergenekon ve Balyoz kumpasları sürerken "Adalet Sizsiniz" adlı bir oyun ile gündemin yakıcı adalet problemine ciddi göndermeler yaptı.
Aziz'e göre Türkiye hala hukuk ve adalet arayışında...
Orwell'in romanını, "1984 Büyük Kuşatma" adı ile perdeye uyarladığında yine "küçük salon sorunları yaşayabiliriz" diyor gülümseyerek...
Tam bir Atatürk aşığı... Atatürk'ün dünyada ölümünden sonra hala yaşayan tek lider olduğunun altını çiziyor... Atatürk'ün ulusal kurtuluş savaşından sonra cehalete karşı verdiği büyük savaştan konuşuyoruz...
Rutkay Aziz, Alman edebiyatçı, bilim insanı Goethe'nin bir sözünü anımsatıyor:
"Bir ülke için en büyük felaket, cehaletin örgütlü şekilde eyleme geçmiş halidir" diyor...
Orwell'in kitabını hatırlıyorum; Okyanusya'nın en görkemli, en devasa, en yüksek binasında, Gerçek Bakanlığı'nın üzerinde yazılı parti sloganı şöyleydi:
"Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Cahillik Güçtür"
Gerçek Bakanlığı yalanların "gerçekmiş" gibi dönüştürülüp halka şırınga edilmesinden sorumluydu...
Orwell'in kitabında tarihi yeniden yazan makineler vardı... Yazılı tarihi alıp Büyük Birader'in isteği ve düşüncesi doğrultusunda değiştiren, toplumun tüm hafızasını, arşivini yeniden düzenleyen "yazıcılar" vardı...
Yeni ve uydurulmuş bir tarih yazanlar!
Nokta.
***
Bu ne lahana turşusu?...
Dolar yakıp, IPhone kıranlar ne yapacak şimdi?
Doları turşu kabına kaldıranlar?
ABD Başkanı Trump'ın eli Erdoğan'ın omzuna dokununca neredeyse sevinçten sokaklara döküleceklerdi...
Hani Türkiye ABD ile bir ekonomik savaşın içindeydi?
Türkiye'yi dolar spekülasyonu ile çökerten ABD, şimdi nasıl oluyor da bir kuruluşu aracılığı ile memleketi kurtarmaya soyunuyor?
Ekonomi yönetimi bu şirkete neyi danışacak?
*
Devlet geleneğimizin en köklü kurumlarından biriydi SAYIŞTAY...
Yeni rejim Sayıştay'ı da "tarih" yaptı...
Görevi kamu harcamalarını denetlemek olan yani yetimin hakkını korumakla yükümlü Sayıştay'ın yerini ABD'li şirket McKinsey almış görünüyor.
Ekonomi yönetiminin harcamalarına bakıp, "şuna harcayın buradan kısın" diyecek...
Osmanlı'nın son döneminde Duyun-i Umumiye yani Borçlar İdaresi adı altında işgalci emperyalistler de benzer "taktikler" veriyor, Osmanlı'ya verdikleri borçları garanti altına alıyorlardı...
Alın teri vergilerimizle oluşturulan bütçenin Meclis denetimi yok, Sayıştay denetimi yok... Ama artık nur topu gibi bir ABD'li şirketimiz oldu...