2024 All Rights Reserved.
Oyları yeniden ve tekrar tekrar sayarak farkın kapanmayacağını gördüler.
Kaba, saçma, altı dolu olmayan sloganlar ve senaryolar üreterek kamuoyunu hazırlamaya çalışıyorlar. YSK'ya başvuruyu yaptılar, seçimin iptaline zemin oluşturacaklar. YSK - ihtimal var- reddederse başka yollar düşünecekler...
***
Ne diyorlar;
"FETÖ seçimlere müdahale etmiş!" Bu iddiayı dile getirerek İstanbul'da seçimin iptalini isteyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un Fethullah Gülen'in hayranı ve örgütün müdavimi olduğu anlaşıldı!
Hukukçu, CHP PM üyesi Haluk Pekşen yanıt veriyor; "Madem FETÖ müdahale etti, o halde Anayasa referandumunu ve Cumhurbaşkanlığı seçimini de yenilemek gerekir. Zira aynı seçmen 9 ay önce oy kullandı."
Yani;
Ekrem İmamoğlu'na karşı yenilgi hezimete dönüşmek üzere...
Olgunluk içinde yenilgiyi kabul etmek yerine "hezimet" riskini almak; başta AKP olmak üzere ülkemiz için de çok olumsuz bir sürecin başlangıcı olabilir.
Seçimin iptal edilmesi; Türkiye'de demokrasinin tam anlamı ile ortadan kalktığının dünyaya ilan edilmesi anlamına gelecek.
**
"Seçimle gelen seçimle gidecek mi?" diye yazmıştım...
Erdoğan'ın büyük sınavı buydu... İlk gece yaptığı sağduyulu açıklamalardan, sonraki günlerde eser kalmadı...
Acaba birileri, tıpkı kumpas davalarında olduğu gibi kendisini kandırıyor olabilir mi?
Olmasını hiç istemeyeceğimiz, karşı duracağımız şu başlıklara bakıp düşünelim;
* Seçimler iptal edilirse en temel adalet duygusu ortadan kalkar.
* Siyasi zeminde mücadele etmenin, iktidarı sandık yolu ile devirmenin meşru zemini yok edilirse Türkiye hızla tek adam rejimlerinin yönettiği ülkeler listesinde hedefe oturtulur.
* Dünyaya Erdoğan'ı "diktatör" olarak anlatan FETÖ'cülerin ekmeğine yağ sürülür.
* ABD, oluşan zemini fırsat bilip Türkiye'ye de, Ortadoğu'ya getirdiği gibi sözde demokrasi getirmeye kalkar! ABD'ye Türkiye'ye müdahale etmenin önü açılabilir.
* Ekonominin geleceği noktayı yazmıyorum bile...
* Seçimle gelen siyasal İslamcıların ülkede "darbe" yaptığı ve seçimle gitmeyeceği sonucu çıkar... Yaşanan gerilim hiç beklemediğimiz yerden memleketi bölebilir.
* İktidar yandaşları, onun gölgesindeki bir takım güçler ve karşısında demokrasi isteyen kitleler karşı karşıya gelebilir.
* Haksızlığa uğramışlık duygusu milyonları sokağa dökebilir. Emperyalizmin oyuncağı bir takım eli silahlı güçler kan döker ve bu kaotik sürecin sonuçları; ikiye bölünmüş memlekette her iki taraf için de öngörülemez.
* Türkiye'de iktidar da, muhalefet de kaybeder... Hepimiz kaybederiz.
***
Oysa başka bir seçenek var...
Ekrem İmamoğlu'nun şahsında karşılık bulan; diyaloğa açık, empati yapan ve sağ duyulu siyaset...
Türkiye'yi ayrıştırmak yerine bütünleştirmek arzusu...
İlk günden beri yazıyorum...
İmamoğlu istese gerilen ipleri anında koparabilirdi. Haklı olmanın kendisine verdiği büyük gücü kullanmadı.
Haksızlığın boyutu derinleşip, seçimin iptali gündeme gelince İmamoğlu'na yönelik "sertleş" baskısı da artıyor...
Ancak O, hem hakkını aramaktan geri adım atmıyor, hem de ipin bir ucunda kalarak AKP seçmenine de haksızlığı anlatmaya çalışıyor.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan için de bu yenilgi bir fırsata dönüşebilir...
Çünkü toplum;
* "Tek adamlığı istemiyoruz" dedi...
* "Demokrasi ve çoğulculuktan yanayız" dedi...
* "Türkiye'yi birlikte yönetin, gerginliği bırakın" dedi.
AKP Genel Başkanı sıfatı ile Erdoğan bu mesajları ilk gece olduğu gibi iyi okursa İstanbul'da gerilimi ortadan kaldırır ve bir sonraki seçimde demokratik yollarla büyükşehirleri geri almaya çalışır.
***
Beklenen büyük İstanbul depremi memleketin korkulu rüyası...
Doğal afetten önce İstanbul seçimini kullanarak suni afet yaratmayı düşünen çevrelere engel olmalı...
Hepimiz aynı gemideyiz... tehlikeleri öngörmek başta devleti yönetenler olmak üzere aydın insanların da sorumluluğudur.