2024 All Rights Reserved.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın danışmanı olan, bir dönem Başbakan yardımcılığı da yapan Yalçın Akdoğan "açılım projesinin" son hızla sürdüğü günlerde şu sözleri söylemişti;
"Batı'nın çıkarları ile Türkiye'nin çıkarları 200 yıldır ilk kez örtüşüyor!"
Oysa bizler tam da tersini savunuyorduk!
Batı'nın çıkarları ile Türkiye'nin çıkarları;
* Irak'ın bölünmesinde,
* PKK ve her türlü terör sorununda,
* Suriye krizinde
* Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesinde
* Ege adaları ve Yunanistan ile olan "çözümsüz" ilişkilerde örtüşmek bir yana çatışıyor!
Batı ile Türkiye'nin çıkarlarının örtüştüğünü söylemek ana hatları ile yazdığım bu başlıklarda tarafını belli etmektir.
Düşünün, bu akıl devlet aklının yerini alsın diye; Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Amirallere suikast gibi düzmece davalarla; "Türkiye'nin çıkarları BATI ile çatışıyor" diyenler, TSK'dan, medyadan, yargıdan, üniversitelerden, devlet kurumlarından "temizlendi."
Yukarda saydığım başlıklarda "yapmayın" diyecek "çatlak ses" bırakılmadı!
Irak bölünüyor, Barzani devlet kuruyor, İsrail peşmergeyi eğitiyor, PKK ve Peşmerge kavgası göstermeliktir, nihai hedefleri ortaktır diye yazmaktan mürekkebimiz kurudu! Muhalefet uyarılarda bulundu.
Sonuç; Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada; "Barzani'nin böyle bir yanlışa düşeceğini tahmin etmiyorduk, yanılmışız" dedi...
***
Hangi hayati konuda yanılmadılar?
Terörü bitirmek için "açılım süreci" başlattılar, terörist başının adı "İmralı" oldu, Öcalan'a, terör örgütü ele başı demek basında örtülü şekilde "yasaklandı", Apo "değerli, dünyayı iyi okuyan entelektüel bilirkişi" gibi topluma pazarlandı... Açılıma karşı çıkanlar ise "anaların ağlamasına sevinen kan emiciler gibi" yaftalandı!
Sonuç; AKP Genel Başkanı Erdoğan "yanılmışız" dedi... Açılım'ı bitirdi. Şehirleri teröristlerden temizlemek için emniyet güçleri ve TSK olağanüstü kahramanlık gösterdi, sayısız şehidimiz oldu!
Bir dönem, eli kanlı terörist başını "büyük devlet adamı" gibi pazarlayanlar, Selahattin Demirtaş'ı içeri attılar!
"Tarihi yanılgı" çok sayıda şehidimize, gazimize, yıkılan, harap olan şehirlere, akan kanın katlanmasına neden oldu!
***
Suriye krizinde yine yanıldılar... Yeni Osmanlı hayali ile Suriye'nin bölünmesine, oradaki aşırı grupların güçlenmesine destek olurken, "Suriye'nin bölünmesi Türkiye'nin bölünmesidir" diye yazanları, konuşanları türlü iftiralarla yaftaladılar!
Sonuç; Esad, Eset oldu, şimdi yeniden "kardeşim Esat" geri gelmek üzere... Ancak Türkiye'nin Suriye politikası milyonlarca göçmenin Türkiye'ye gelmesine, milyarlarca dolar harcama yapılmasına, Suriye'nin kuzeyinde PKK devleti oluşmasına neden oldu!
***
"Kıbrıs'ta statükoyu yıkacağız" dediler, oysa statüko bizden yanaydı! Yavru Vatan'ı kaybetmenin ucundan döndük. Doğu Akdeniz'de zengin petrol ve doğalgaz yataklarında hakkımız varken, sesimizi çıkaramıyor hale geldik!
Ege adaları işgal altında, biz yazmaktan yorulduk...
FETÖ konusundaki "yanılgıdan" söz etmiyorum bile!...
Tüm bu başlıklar Lozan'ın yerine Sevr'i getirme gayretleridir. Her biri, birbiri ile bağlantılı emperyalist projelerdir.
Memleketin en hayati konularında sürekli yanılanların, kandırılanların, önünü göremeyenlerin bu bahanelerin arkasına sığınmaya hakları yoktur.
Çünkü her bir yanılgı, telafisi imkansız sonuçlara neden oldu, oluyor...
İstifa, Türkiye'ye uzak bir erdemdir... Bu durumda memleketin direksiyonunda ölümcül kazalara neden olanların, demokratik yollarla ehliyetleri ellerinden alınmalıdır.