2024 All Rights Reserved.
Şehit polisimiz Ahmet Çamur'un cenazesinde eline mikrofonu aldığında görenler şaşırmıştı.
Acılı baba, bayrağa sarılı tabutun önünde diz çökmüş dua ederken, Erdoğan konuşuyordu:
"Şehitlik peygamberlikten sonra gelmiş en yüce makamdır. Böyle bir makama Ahmet kardeşimiz ulaşmış durumda!"
Neredeyse her şehit cenazesinde AKP'li yöneticilerden aynı ezber sözler...
Samimiyetten uzak kahramanlık ve şehitlik mertebesi övgüleri...
Öyle ki; ihmal nedeni ile ölen 301 madenci canımıza dahi kanunla "şehitlik" statüsü verildi...
Elbette şehit olmuşlardı, ama;
Sorumlular ihmali unutturup şehitliği öne çıkardılar...
Enerji Bakanı Taner Yıldız'ı hatırlayın; "Allah nasip ederse ben de şehit olmak istiyorum" dememiş miydi?
Her büyük acımızda şehitlik, gazilik ve kahramanlık duygularını istismar eden bu zihniyet, bakın 2004 yılında aynı kavramlarla ilgili ne hazırlatıyordu...
***
Sevgili dostum, değerli meslektaşım Ümit Zileli'ye belgeleri gösterdiğimde heyecanlanmıştı. Nokta Dergisi'nin başındaydı ve "bu haber mutlaka kapak olmalı" diyordu.
Elimde 2004 yılında AKP'nin Can Paker'e hazırlattığı Kamu Yönetimi Reformu taslağını tutuyordum... Erdoğan ve ekibinin "tabu yıkıcılığı" yapmakla övündükleri dönemdi. Sözde askeri vesayet ile mücadele ediyorlar, bürokratik oligarşiyi yıkıyorlardı...
Bu taslak, tam da parlatıldıkları gibi; "tabuları yıkacak" cinstendi!
Reform taslağında "şehitlik, gazilik ve kahramanlık" duyguları eleştiriliyor, millî bayramların sivilleşmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı denetime açılması isteniyordu!
Taslak "sivilleşme" başlığı altında ise;
Ölüm ve kahramanlık üzerinden yapılan vatandaşlık tanımının sorgulanmasını,
okullardaki törenler ile eğitim politikaları ve ders kitaplarının yeniden düzenlenmesini,
eğitimin ve millî bayramlardaki kutlamaların sivilleşmesini öneriyordu!
AKP'nin hazırlattığı reform taslağına göre; şehitlik, gazilik ve kahramanlık değerleri vatandaşlık kavramından ayrılıp sorgulanmalıydı...
***
Haberi kapak yaptığımız 2004 yılından bugüne, "tabuları yıkan" reform taslağı harfiyen uygulandı:
Okullardaki törenler kaldırıldı!
Atatürk'ün adı ve devrimleri ders kitaplarından çıkarıldı,
Millî bayramlar yasaklandı...
Atatürk Türkiye'sine ait ritüeller siliniyor,
Erdoğan tüm "tabuları" yerle bir ediyordu!
En büyük eseri ise yoldaydı... Açılım süreci ile tabu yıkıcılıkta açık ara öne geçecekti...
Öyle ki; bir gazi toplantı sırasında "bebek katili ile neden masaya oturuyorsunuz" diye tepki gösterecek, Erdoğan gaziyi azarlayarak istismar ile suçlayacaktı;
"Önüne gelen herkes şehit-gazi derneği kuruyor" diyecekti...
Oysa tüm o insanlar, gencecik evlatlarını toprağa vermenin unutulmaz acısıyla baş etmeye çalışıyorlardı...
***
Kamu Yönetimi Reformu ile tabu yıkıcılığa başlayan Erdoğan, açılım süreci ile tepe noktasına varmıştı.
Medyadaki koro "konuşulmayanlar konuşuluyor" diye başlıklar atıyor,
PKK şehir savaşlarına hazırlanırken, bomba yığınakları yaparken, Erdoğan'ın adamları örgüt liderleri ile pazarlığa oturuyordu...
AKP iktidarına kadar bölgede etkinliği sıfıra yakın bir noktaya getirilen PKK; açılım sürecinde moral kazanmış, çatışmasızlık ortamında şehirlerde barikatlar, tuzaklar kurmuş, kadro, para ve silah desteği sağlamıştı.
***
7 Haziran'da koltuk sallanıp, "ortaklık" bozulunca Türkiye terör karşısında en ağır kayıplarını vermeye başladı. Oyun kurucuların önlerine koyduğu tasarı ile; şehitlik, gazilik ve kahramanlık kavramlarını sorgulamaya açan, "tabu yıkıcı" AKP bunları yeniden hatırladı!
Tabu yıkıcılık artık oy getirmeyince,
Tabut taşıyıcılığa başladılar...