2024 All Rights Reserved.
Sürekli çözüm anlatan muhalefeti iktidar, çatışma zeminine taşımak istiyor...
CHP lideri ve 13. cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na Adıyaman’da yapılan saldırılar, saldırganların şaşırtmayan iktidar ilişkileri seçim sonuçlarını gören Saray’ın artık siyaset yapamadığının kanıtı.
***
Kemal Kılıçdaroğlu emeklilerden üreticilere, ev kadınlarından gençlere somut vaatler sıraladıkça Saray’ın oyun alanı daralıyor.
İşçi, memur, çiftçi, özel sektörde çalışanlar, geniş kesimler açlık ve yoksulluk sınırında yaşamaya mahkûm edildi. Erdoğan’ın ekonomik çözüm vaat eden hiçbir sözünün inandırıcılığı kalmadı. Açız diyenlere “Doğalgaz bulduk” yoksuluz diyenlere “Uçak gemisi yaptık” masalını anlatıyorlar.
***
Devlet yardımları ile oy deposu gördükleri en alt gelir grubuna da “milliyetçilik” pazarlıyorlar. Akıllarına hangi terör örgütü geliyorsa muhalefeti terörle işbirliği yapmakla itham ediyorlar. Ancak yurttaş artık uyandı...
Kürsülerde ve TV’lerde avazı çıktığı kadar sözde vatan-bayrak edebiyatı yapanların siyasetten nasıl zengin olduklarını bilmeyen kalmadı. Ekranda bayrak öpenlerin, halkın sırtından elde ettikleri milyar dolarlık servetleri, yargı bağımsız olduğunda onurlu savcıların soruşturma konusu olacaktır.
***
Hazine hortumlamayı “doğal” kabul eden, “Çalıyorlar ama yapıyorlar” aymazlığına sığınan iktidar beslemesi lümpen bir azınlık dışında halk, iktidarın değişmesini istiyor.
Tüm anketler Kılıçdaroğlu’nun önde olduğunu, Meclis çoğunluğunu daha şimdiden muhalefetin elde edeceğini gösteriyor.
Ve seçime haftalar kala yine en ilkel düzeyde din istismarı yaratacak senaryolar sahaya sürülüyor. “Kılıçdaroğlu seccade çiğnedi” diyerek kendilerinin bile inanmadığı bir yalanı “İslam düşmanı” etiketi ile yaydılar.
Aynı karanlık eller parti binaları kurşunlandığında halkın tepkisini ölçmeye çalıştılar.
Kılıçdaroğlu’na mezarlıkta dua okurken ve ardından türbe ziyareti sırasında yapılan planlı saldırılar, toplumun dikkatini yolsuzluk ve yoksulluktan kaçırmak içindi. Muhalefetin çözüm vaatleri duyulmasın diyeydi...
***
Paramiliter dediğimiz yapılar işte gün gün ortaya çıkıyor.
Telaş içindeler çünkü gidiyorlar...
Seçime kadar ve seçim günü de eli silahlı, palalı beslemeleri, benzer provokasyonları görebiliriz. Ancak unutulmasın...
Türkiye’nin köklü devlet geleneği örselendi ama ölmedi.
Hiçbir suç cezasız kalmaz. Devlet arşivleri ve toplumsal hafıza, halka karşı, demokrasiye karşı işlenen suçları unutmaz!
(E) Org. Fevzi Türkeri (82),
(E) Korg. Yıldırım Türker (82)
(E) Tümg. Cevat Temel Özkaynak (78)
(E) Tümg. Erol Özkasnak (77)
(E) Org. Çetin Doğan (83)
Diri diri betona gömüldüler... 28 Şubat davası -sözde darbe AKP’ye yaramış önlerini açmıştır- kapsamında tutuklular.
İddianameyi yazan savcıdan karar veren hâkime tamamı FETÖ’cü...
Aileleri “En azından hayattalar!” diye çıkacakları günü dört gözle bekliyorlar. E. Hava Korg. Vural Avar’ın ise gücü yetmedi bu zulme! Gökyüzünü, özgürlüğü, ailesini göremeden yaşamını yitirdi. Hastaydı, tahliye edilmedi... 84 yaşındaydı.
Unutmayalım...
***
Ve bir başka zulüm...
Osman Kavala, 2 bin gündür tutuklu.
Tayfun Kahraman
Hakan Altınay
Can Atalay
Mücella Yapıcı
Mine Özerden
Çiğdem Mater
Suçsuz olduklarını Türkiye’de hukukun kırıntısı yüreğinde kalmış hâkimler biliyor, vicdanı olan yurttaşlar da biliyor...
Onları sevdiklerinden, özgürlüklerinden ayıranlar da bir gün adaletin terazisine çıkacak.
***
Selahattin Demirtaş... Demirtaş’ın siyasi korku nedeniyle içeride tutulduğunu bilmeyen mi kaldı?
***
Dikkat edin, AKP iktidarları boyunca, 21 yıldır hapishaneler siyasi yasaklılarla doldu taştı. Kumpas davaları kaç insanın hayatını kararttı...
Saray “Silivri”yi toplumun ve aydınların önüne bir tehdit olarak inşa etti.
Bu haksızlıkları görüp kılını kıpırdatmayan görevliler, tek satır yazmayan gazeteciler, siyasi sorumlular, bürokratlar...
Şaşırmıyorum.
Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur...