2024 All Rights Reserved.

THK uçakları neden yatmış, şimdi anladınız mı?!

Ormanlarımız cayır cayır yanarken Türk Hava Kurumu uçaklarının hangarlarda çürütüldüğünü, Türkiye Cumhuriyet’ten öğrenmişti.. 

2019 yılında Muğla’daki ilk yangında gözlerim uçakları aramış, “THK uçakları neden yok” sorusu beni büyük skandallar, ihmaller zincirinin ortasına taşımıştı. 

O yıl gazetemizin manşetinden çok sayıda haberle: 

Türk Hava Kurumu uçaklarının devre dışı bırakılıp yangın söndürme işinin özel sektöre devredildiğini,

Uçak yerine helikopter kiralandığını, yalnızca helikopterlerle yapılan müdahalenin yetersiz olacağını,

Asıl işi mimarlık olan şirketin neden yangın söndürme işini üstlendiğini,

Dünyanın en iyi yetişmiş yangın söndürme filosu Ateş Kuşları’nın nasıl dağıtıldığını, kurumun kapısına nasıl kilit vurulduğunu yazdım. 

2019 yılında onlarca haber... 

*

Bakanlığın “uçaklar hurda” yalanını belgeleri ile çürüttüm... 

Ulaştırma Bakanlığı’nın en az 5 uçağın uçuşa hazır olduğunu gösteren belgesini yayımladık... 

Ciğerlerimiz içindeki canlarla yanarken THK uçakları, pilotları ve teknik personeli hangarlara kilitlenmişti! 

Neden? Neden? Neden?.. 

Bu inadı bir türlü anlayamamıştım... THK’nin Atatürk’ün mirası bir kurum olması mıydı tüm mesele?! 

Yandaş şirketler üzerinden kiralanan helikopterlerle yapılan saat başı uçuş ücretleri miydi? 

*

Ve 2020 yılı geldi... 

O yıl da yangınlar aynı şekilde devam etti... Bakanlığın orman yangınlarındaki yetersiz, cılız müdahalesini Türkiye gözyaşları ile izledi. 

Haberlerimiz ses getirmiş, kamuoyu “THK uçaklarını uçurun” talebini dile getirmeye başlamıştı... 

*

Bakanlık, uçak isteğine on binlerce hektar alan yandıktan sonra “kayıtsız” kalamadı! 

Bir ihale açtı... Ve o ihalede 5 ton su kapasitesi şartı getirerek 4 bin 900 litre su taşıyan THK uçaklarını yine devre dışı bıraktı! 

“100 litre için THK yine uçamayacak” diye yazdık... 

Orman Bakanlığı ve AKP iktidarı tüm uyarılara kulağını tıkamıştı... 

Ve o yılın sonunda dönemin Orman Bakanı’nı, Bekir Pakdemirli’yi Rusya’da, Rus yangın söndürme uçaklarını denerken izledik! 

*

Pakdemirli, Rus yangın söndürme uçağı ile ilk turunu atarken, havacılık konusunda uzman, milletvekilliği döneminde yolsuzlukların üzerine giden, CHP’li avukat Haluk Pekşen aradı. 

Pekşen endişeli bir sesle: 

“Bu uçaklar Türkiye coğrafyasına uygun değil. THK uçakları gibi manevra ve su alma kabiliyetleri yok. Dağlık ortamda uçamazlar” dedi... 

Bu haberi ve bilgiyi de manşetten yazdık... 

*

THK’nin pilotları dağlarımızı, derelerimizi, ormanlarımızı onyıllardır ezberledi, sayısız yangın söndürdü, bu tecrübeyi yok etmeyin” diye yazdım... 

“THK’nin uçak tipi Türkiye coğrafyasına uygun… Ağır, büyük tonajlı ve manevra kabiliyeti düşük Rus uçaklarını THK uçaklarına tercih etmeyin” diye yazdım... 

10 gün sonra Rus yangın söndürme uçağı Kahramanmaraş’ta dağa çakıldı... 

Beşi Rus, üçü Türk sekiz mürettebat yaşamını yitirdi! 

Artık sözün bittiği yere gelmiştim... 

*

Orman yangınlarındaki ihmalleri, skandalları, vahim yanlışları yazmaktan mürekkebimiz kurumuştu... 

Haberlerimiz soru önergelerine, tartışmalara neden oldu... 

Ve bu tartışmalar sürerken, 2021 yılında 20 yılda yanan büyüklükte ormanlık alanımızı kaybettik! 

*

Bugün gazetenin manşetine taşıdığımız “Ormanlar yanarken kimler sevindi?” haberi, Cumhuriyet tarihinin en büyük skandallarından biridir... 

Çünkü biz “Neden uçaklar yok? Neden helikopterlerde ısrar ediliyor? Neden göz göre göre ormanlarımız yanıyor?” diye yazıp konuşurken orman alanlarından elde edilecek milyarlarca lira birilerinin iştahını kabartıyormuş! 

Yangın alanlarını yandaş şirketlere veren iktidar, metreküp emval maliyetini 25 kat düşük hesaplamış! 

Metreküpü 2.500 TL olan tomruk, ortalama 100 TL’den yandaşlara verildi. Milyonlarca metreküp orman emvalinden söz ediyorum! 

*

Yarın ve sonraki günler gazetemizde, ormanlarımızın yabancı mobilya ve inşaat şirketlerine, sektör devlerine nasıl peşkeş çekildiğini yazacağım... 

Orman yangınlarına nasıl zemin hazırlandığını, 

Yangınların neden faili meçhul olduğunu, 

AB firmalarıyla birlikte yapılan sertifika sahtekârlığını, 

Yanan orman emvalinin nasıl gizlendiğini, ihalelere nasıl fesat karıştırıldığını, 

Sigortasız ve hatta göçmen işçilerin köleler gibi nasıl ölüme sürüklendiğini yazacağım... 

Biz yanan canlara ağlarken tüten dumanların kimlerin vicdanını kararttığını anlatacağım...