2024 All Rights Reserved.
Yine aynı ipliğe dolandık...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkçülük ile Kürtçülük olgularını yine birbirine eşitledi!
Oysa Türkçülüğün, Türk Milleti kavramının etnisite temelli değil; ülkü, kültür ve kader birliği üzerinde yükseldiğini bilmeyen kaldı mı hala?!
Türkçülüğü bölücülük gibi görmek, tam da bölünmenin ifadesidir!
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür! Başkaca bir "ayrıntı" aranmaz! Türk Milleti kavramı bölücülüğü değil, bütünleşmeyi ifade eder.
Özellikle Açılım sürecinde merkez medya da dahil olmak üzere ekranlarda ve gazetelerde Türk milleti olgusunun saldırıya uğraması; sistemli, amacı, hedefi olan bir projeydi!
Kürtçülük ise; etnik kimliği ifade eder... "kafatasçı", çağdışı, ülkemiz açısından bölücü bir kavramdır. Emperyalizmin yıllarca medya ve siyaset işbirliği ile Türkiye'de tohumlarını attığı, bölgede etki ajanları ve büyük parasal destekle aşıladığı bir virüstür.
Erdoğan'ın gece ile gündüz kadar farklı iki olguyu birbirine karıştırıyor olmasını da anlamak mümkün değil...
***
Atatürk en büyük Türk milliyetçisidir... Osmanlı'nın kul/ümmet anlayışından birey/millet yaratmıştır! Türk milliyetçiliğini bölücülük gibi görmek bu ülkeye ve kurucu iradeye yapılan büyük haksızlıktır.
Farklı etnik unsurlarla millet olmayı başarmış bölgemizdeki ulus devletler, mikronlarına ayrılmak isteniyor. Etnik milliyetçiliği içinde barındırmayan Türk milleti ve Türk milliyetçiliğini zaafa uğratmak BOP'un ekmeğine yağ sürmektir...
Biliniz ki; meydanlarda ve ekranlarda cümleler hala; Türk Milleti yerine; Türk, Kürt, Laz, Çerkez diye başlıyorsa,
Daha ifade aşamasında bu millet bölünüyorsa...
BOP'a hizmet de devam ediyor...
***
Bedeli Ağır Olur!...
Bülent Arınç'ın sosyal medyada büyük ilgi gören paylaşımını duymuşsunuzdur...
Arınç, "Ankara'yı cemaate parsel parsel sattın" diyerek eleştirdiği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e gönderme yaparak şunları yazmış:
"Bir Hint atasözü der ki; eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesinlikle altını kirletmiştir."
Ben de bir ekleme yapayım; altını kirleten başkanlardan iktidarın haberi yok mu?
Kirli olan tek koltuk belediye başkanlarının mı?
Bülent Arınç bu sözü ile yalnızca Melih Gökçek'i mi kastetti?
İktidarda kalmak için yasa ve anayasayı çiğnemek de dahil olmak üzere her türlü yöntemi uygulamaktan çekinmeyenlerin koltukları nasıl?
***
Saray'ın her belediye ile ilgili dosya biriktirdiğini duyuyoruz. Özellikle AKP'ye karşı üst üste başarılı olmuş, bir anlamda "parti kalesi" gibi görülen belediyelere yönelik bir operasyon hazırlığı konuşuluyor.
Muhalif belediyeler sürekli ve orantısız bir denetim kıskacı altında... Öküz altında buzağı aranıyor...
Yolsuzluğa bulaşanlar var ise de şimdilik açıklanmıyor. Benim takip ettiğim kadarı ile CHP'li belediyelerde bu sayı 4'ü bulmaz...
Olası operasyonda ak ile kara birbirine karıştırılacak... Yani gerçekten koltuğu kirli az sayıdaki belediye başkanının yanı sıra, tertemiz ancak başarılı olan muhalif başkanlar da aynı torbanın içine atılacak.
Seçimleri üst üste kazanan, halkın sevgilisi olmuş başkanları zor günler bekliyor.
***
İktidar yanlısı belediyeler ise "dokunulmaz" olmanın rahatlığı içinde...
Açıkça suç işlemekten çekinmiyorlar. İhale yolsuzluklarının bin türlüsü onlarda! Tüm suçlar kayıtlı ancak AKP iktidarda olduğu sürece dosyalar sümen altı ediliyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istifası istenen belediye başkanları ile ilgili; "istifa etmezlerse neticesi ağır olur" sözü tam da bunun ifadesi...
Bir hukuk devletinde asla kurulamayacak cümleler... Saray'ın dosya biriktirdiğinin itirafı... Kulislere göre Melih Gökçek'in de eli boş değil...
Yandaşlar daha şimdiden kimin dosyası daha güçlü tartışmasına başladılar bile!