2024 All Rights Reserved.
Yıllardır yazıp anlatmaya çalışıyoruz…
Türkiye yap-işlet-devret ya da kamu-özel işbirliği projeleri adı altında soyuluyor…
Ve bu projelerle, kulaklarından dolar fışkıran, varlığını Saray’ın varlığına armağan eden yeni işadamı tipi yaratılıyor.
Şimdi, siz projelerin ve ortada uçuşan milyar dolarların büyüklüğüne bakıp bu işe soyunan işadamlarını da ‘büyük’ sanmayın…
Bir çoğunun müteahhitlikte yükselişi AKP iktidarına paralel bir süreç izledi.
Evet AKP öncesindeki her iktidar kendi zenginini yarattı, kendi yandaş “aile fotoğrafını” oluşturdu. Ancak AKP modeli, daha önce görülmedik bir borç yükünü şimdiden bu ülkenin geleceğine vidaladı…
Yaklaşık 100 yıl önce Lozan’daki barış görüşmelerinde, Atatürk’ün savaşı göze alarak kaldırttığı kapitülasyonları 100 yıl sonra kucağımızda bulduk.
Sömürgeciliğin yeni adı, Hazine garantili, uluslararası tahkim güvenceli ihaleler!
Erdoğan’ın “sizden parayı söke söke alırlar” dediği model…
CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Akşener’in; “Memleketi soygun yerine çeviren projelere girmeyin, biz iktidar olursak o paraları ödemeyeceğiz” açıklamasına karşılık Erdoğan uluslarası tahkimi işaret ederek “söke söke alırlar” dedi…
Hem havuz müteahhitlerine hem de uluslar üstü tefecilere ve bankerlere, iktidarda kaldığı takdirde paraların ödeneceğine dair teminat verdi, güven aşıladı.
Şimdi uzun uzun modelin İngiltere’de kullanıldığını falan söyleyen yandaşlar olacaktır… Öyle değil, bizdeki “Türk tipi” model… Denetim yok, yargı yok, “ne yapıyorsunuz, nasıl yapıyorsunuz?” diye soran yok… Kaldı ki İngiltere bile; “geleceğimize borç bırakıyor ve yolsuzluklara açık” diyerek bu modelden vazgeçti…
Türk tipi, Hazine beslemeli, tahkim garantili piyango işte hep aynı isimlere vuruyor?
Köprü, yol, tünel, liman inşaatları, şehir hastaneleri ve son dönemin tartışma konusu Kanal İstanbul projesi…
İnanın “bir pantolon bir gömlek” bu ihalelere siz de girseniz alırsınız. Daha doğrusu hiç paranız, geçmişiniz olmasa da işi yaparsınız.
Önemli olan “seçilmiş” olmak…
Şöyle ki; işi veren var (hükümet) işi yapan var (müteahhit) projeyi işleten var (müteahhit ve bankerler)
Siz yeter ki ihaleyi alın… Projede Hazine garantisi olduğu için kredi muslukları hemen açılıyor.
Sözleşmeye bağlı teminat mektubunu bankaya verip krediyi alıyorsunuz. Aldığınız kredi ile işi yapıyorsunuz… İş sırasında maliyetinizi ve kârınızı cebinize koyuyorsunuz… Proje ortaya çıkınca parayı veren kredi şirketleri devreye giriyor ve sizin küçük ortağı olduğunuz işletme şirketi ile Hazine’ye hortumu dayıyor…
Yapılan anlaşmaya göre (hasta garantisi, geçiş garantisi vb.) 20, 30, 40 yıl boyunca ülkenin kazancı işte bu modele akıtılıyor…
Dikkatli okurlarımız hatırlar daha önce şehir hastanelerini anlatan çok sayıda yazı yazdım, tv programı yaptım… Kamu-özel işbirliği denilen bu modelle yapılan bir şehir hastanesine ödenen toplam para ile 25 hastane kurulabileceğini anlattım!..
Muhalefet liderleri soyguna ortak olmayın diyorlar… Bürokratları uyarıyorlar… Bu nedenle ilk seçimde gerçekleşecek iktidar değişikliği yalnızca iktidarı değiştirmeyecek…
Türkiye’nin yeni sayfa açması, yeniden inşası için sandıktan çıkacak bir sona ihtiyaç var…
Evet, bir final gerekli.
“Seçilmişlerin” piyango hikâyelerini anlatacağımız değil, hukuku, demokrasiyi, adaleti yaşayacağımız yeni bir başlangıç için…