2024 All Rights Reserved.
Yani başta vergi gelirleri ve hazineye ait varlıkları olmak üzere, tüm değerleri sahipsiz, yönetenlerin insafına bırakılmış bir ülke...
AKP döneminde devletin denetim organları bilinçli bir şekilde yok edildi. Ne Sayıştay'ın bir hükmü kaldı ne teftiş ve denetim birimlerinin, ne de Meclis'in...
***
Hem içeride hem de dışarıda sürdürülen bilinçli gerginlik politikasının gerisinde, yolsuzluk ekonomisini saklama çabasının da olduğuna inanıyorum.
ABD ile olan krizde; Beyaz Saray'ın ulusal çıkarlarımıza aykırı politikasının yanı sıra, Saray'ın Zarrab Davası ile sıkıştırılmasının etkisi yok mu?
Bombaların patladığı ortamda kimse Hazine arazilerinin peşkeşini uzun süre tartışamaz mesela!
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ile konuşuyorum. Meclis'te verdiği araştırma önergesinde şunları söylemiş;
"Kamu ihalelerinde yalnızca belli istekliler arasında ihale yönteminin tercih edilmesi, aslında daha en başından ihalenin belli yüklenicilere yönlendirilmiş olduğunu gösteriyor.(...) Bu kişiler kamunun büyük ölçekli bütün ihalelerinde ayrıcalıklı bir statüde tutularak ihalelere davet edilmekte ve aynı kişiler benzer ortaklıklarla sözde ihalelerin sahibi olmaktadırlar."
Benim yıllardır vurguladığım, kitabını yazdığım Görünmez Holding'i tarif etmiş Haluk Pekşen...
AKP'ye yakın bir grup iş adamının bazı ihalelerde rakip, bazı ihalelerde ortak olduğunu ve milyarlarca dolarlık kamu kaynağının adrese teslim ihaleler yolu ile aynı çemberin içinde bırakıldığını örnekleri ile anlatmıştım.
Hazineden yandaşlara yapılan bu olağanüstü servet ve kaynak transferi hız kesmeden devam ediyor... Haluk Pekşen, Görünmez Holding'in nasıl görünür olduğunu da örneklerle anlatıyor.
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Kirazlı-Halkalı metrosu inşaatı, Kaynarca-Pendik-Tuzla metro inşaatı yapım işi..." liste böyle uzayıp gidiyor. Milyarlarca dolarlık ihaleler aynı iş adamı gruplarına veriliyor.
Son olarak Adalet Bakanlığı'nın cezaevi yapım işini de yine adrese teslim olarak eleştiriyor Pekşen...
İşte o ihale ile ilgili Adalet Bakanı Abdülhamit Gül harekete geçti... AKP'nin yandaş iş adamları arasındaki ilk halkalardan biri olan Mehmet Cengiz'in aldığı 740 milyonluk ihaleyi iptal etti.
İptal gerekçesinde özetle; "Pazarlık usulü yapılan ihalede maliyetin üzerinde verilen fiyat teklifi devleti zarara uğratacağı için..." denildi...
Bakan Gül'ü alkışlıyorum...
***
O Mehmet Cengiz ki, yalnızca AKP döneminde 200 milyar doların üzerinde ihale kazanmış...
Kamuoyuna yansıyan yolsuzluk kasetlerini anımsıyorum...
Konuşmalarda devletin bürokratları yandaş iş adamları ile "Katolik evliliği" yapıyordu!
Bakanların emir kulu bürokratlar, iş adamları ile neden "Katolik evliliği" yapar!?
Rüşvet ve ihale pazarlığının kan kardeşliğidir o...
Eşit yapılması gereken ihalelerde adaletin katlidir...
Şeytan üçgenidir;
Siyasetçi-iş adamı-bürokrat iş birliğinde alın teri vergilerimizin cebe indirilmesidir!
İhalenin rantından payını alanların suskunluk yeminidir!
***
Türkiye hiç böyle bir dönem yaşamadı...
Hiç bu kadar korkusuzca, pervasızca, göz göre göre kamu kaynakları, yandaşları zengin etmek için kullanılmadı.
Bir not ile bitireyim; Zarrab örneğinde olduğu gibi Katolik evliliği zoru görünce bozuluyor. Yüzüğü ilk atan itirafçı oluyor...