2024 All Rights Reserved.

Uykusuz gecede Erdoğan İmamoğlu'na yenildi

İzmir'de, Tunç Soyer'e belediyecilik, bilgi, dürüstlük üzerinden değil de, merhum babası üzerinden "hesap çıkarılmaya" çalışıldığında, Seferihisar'ın güler yüzlü, başarılı belediye başkanının fark atacağını anlamıştık.

Soyer, son seçimlere oranla 8 puan fark attı...

**

Başkent'te Mansur Yavaş'ın ayağına iftira prangasını takmaya çalıştıklarında, Ankara'da seçmen Millet İttifakı'nı gönlüne kazımıştı.

Yavaş, 4 puan farkla AKP'nin ve uzun yıllar yönetimde kalan Melih Gökçek'in küçük İmparatorluğu'na son verdi.

*

Büyük yarış İstanbul'da olacaktı... İstanbul, AKP'yi var eden şehirdi...

İstanbul, yarattığı olağanüstü rantın gücü ile Recep Tayyip Erdoğan'ı ve ekibini Ankara'ya, Türkiye'nin yönetimine taşımıştı.

Ankara'yı kesin kaybettiğini ve diğer büyükşehirlerde de zora girdiğini gören AKP Genel Başkanı Erdoğan, İstanbul'u kaybetmemek için kendini ortaya koydu.

50 günde 102 miting yapan Erdoğan, İstanbul'da Tuzla, Pendik, Maltepe, Sultanbeyli, Çekmeköy, Ümraniye, Beykoz, Bağcılar ve Sarıyer'de de seçmeni ile buluştu...

İstanbul elinden kayıyordu... Ekrem İmamoğlu'na yüklenmek istedi... İmamoğlu için "İstanbul'un kenar mahallesinden çıkmış aday" diyerek oylarını yoğun olarak "kenar mahallelerden" alan AKP'nin seçmenini şaşırttı. İmamoğlu "Benim zamanımda İstanbul'da kenar mahalle kalmayacak" diyerek karşılık verdi.

Erdoğan'ın; "Çıkmış Trabzonluyum diyor... Mesele adam olup olmadığın" cümleleri ile yüklendiği İmamoğlu; "Herkesin adamlığı herkesi aşar" diyerek yanıt verdi.

İmamoğlu, seçim süreci boyunca gerginlikten kaçındı, hakaretlere üslubunca yanıt verdi, sakinliğini, efendiliğini korudu...

Ekrem İmamoğlu'nun;

Beylikdüzü CHP İlçe Başkanlığını bir dönem yapıp ilk seçimde Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilmesi -AKP'den CHP'ye geçen tek belediyeydi-

Ardından yalnızca bir dönem belediye başkanlığından sonra, tüm olasılıklar aleyhine olduğu halde İstanbul'a aday olup yine ilk seçiminde kazanması olağanüstü bir siyasi başarı hikayesidir...

Evet, elbette;

Kürt kökenli seçmenlerin İstanbul'da Millet İttifakı'na destek vermesi,

Meral Akşener'in sağ seçmeni ittifakta tutan çekim gücü,

Ağır ekonomik kriz,

Erdoğan'ın gerginlik yaratan üslubu,

Cumhur İttifakı'nın "kaybedersek çok kötü şeyler olur" şeklinde yaydığı korku iklimi,

Millet açlık içindeyken, çocuk yoksulluğunun patladığı bir süreçte, AKP'nin siyasi kadrolarının şatafat, lüks ve aşırılık içinde yaşam sürmeleri,

"Harun gibi gelip Karun gibi zengin olma" sürecinin nihayet "kenar mahallelerde" de yarattığı öfke...

Bunların her biri Ekrem İmamoğlu'nun büyük başarısının sacayaklarıdır... Büyük başarıların elbette bir çok farklı ve konjonktürel nedenleri vardır. Tüm bu nedenler İmamoğlu'nun hatasız süreç yönetme liderliği ve samimiyeti ile birleşmiş, sonuç alınmıştır...

Son referandumda sandıklara sahip çıkılmadığını, milyonlarca seçmenin nasıl yüzüstü bırakıldığını hep birlikte yaşadık...

İmamoğlu o tarihi gecede, 31 Mart'ta; örgütü motive etmiş, organizasyonu eksiksiz tamamlamış, AKP'nin her türlü dümenine karşı ıslak imzalı tutanaklarla önlemini almış bir lider olarak defalarca kameraların karşısına çıktı.

Ekrem İmamoğlu'nun seçim kampanyasını yürüten Necati Özkan'ın da; hem seçmeni okuyup doğru kampanya yapmak, hem de anlık mesajları doğru kurgulamak anlamında İstanbul başarısının altında önemli imzası var.

Sonuç;

Recep Tayyip Erdoğan, 25 yıl sonra ilk kez yenilmiştir...

Muhalefetin, muhalefet olduğu için değil, doğru isim ve kadrolarla seçmenin karşısına çıkamadığı için yenildiği ortaya çıkmıştır.

Erdoğan'ın ilk akşam gösterdiği sakin ve sonuçlara saygı duyan üslubu Türkiye için kazançtır... Seçmen, Türkiye genelinde oyları ikiye bölerek; hem iktidara hem de muhalefete "çalışmaya devam edin, sizi izliyoruz" mesajı vermiştir.

Kürt kökenli seçmenlerin birlikte yaşama isteği, Millet İttifakı'na rağmen parlamenter sistem ve demokrasi bloğunda yer alma arzularını göstermiştir. Çok değerlidir...