2024 All Rights Reserved.
En son sözümü baştan belirteyim;
"Türkiye Barolar Birliği ne iş yapar?!"
Avukatlık bürosu adı altında, mafyatik, ahlaksız, dolandırıcı bürolar türedi.
Bu bürolar başta bankalar olmak üzere her türlü kurumsal şirketin sıkıntılı borçlarını satın alıyorlar. Ya da bazı anlı şanlı finans kuruluşları ve şirketler bunlara, "vatandaşın canını çıkarın" ama bizimle ilgili görünmesin talimatı veriyorlar...
Bu satırları okuyup; "ne var canım, herkes borcuna sadık kalsın ve ödesin" diyebilirsiniz ama durum öyle değil!
Kendilerine 'avukat' diyen bu maskesiz çeteler yakaladıkları kurbanları defalarca soyuyorlar.
Öyle çok telefon geliyor ki hangi birini anlatacağımı bilemiyorum;
"Zaman zaman ödeyip zaman zaman aksatmak zorunda kaldığım bir borcumla ilgili maaş hesabıma haciz geldi. İlgili avukatlık bürosunu aradım. Bir ödeme takvimi çıkardılar, 1000 TL'lik borcum 4 bin TL olmuştu! Düzenli ödeme yaptım aylar boyunca... Sonra okullar açıldı kızımın okul harcamaları öne geçti ve borcumu bir ay aksattım. Bir de ne göreyim, 4000 TL haciz kağıdı yine patronuma ulaştırılmış! 'Aylarca ödediğim parayı neden düşmediniz?' diye sordum; 'sözünü tutmadığın için bu senin cezan' diye yanıt verdiler."
Ahlaksızlığa bakar mısınız? Soyguna bakar mısınız? Böyle sayısız telefon ve şikayet var.
Tüketiciler haklarını bilmiyor ve arayamıyorlar... Çoğu, patronundan çekindiği için sıkıntılarını gizliyor ve iş yerinden izin alıp icra dairelerinde bu sahtekarlara karşılık veremiyorlar...
Mafyatik avukatlar vatandaşın çaresizliğini ve bilgisizliğini fırsata çeviriyor!
1000 TL'yi ödemekte zorlanan bir insana 4 bin TL keyfi borç uygulamak hangi hukuk kitabında yazıyor?
Aylarca ödeme yapan insanların, çocuklarının boğazından kestikleri paralara çökmeyi hangi hukuk fakültesinde size öğrettiler?!
***
TMSF 300 TL borca, 3600 TL istiyor!
Sadece avukatlar değil vatandaşın üzerine çöken!
Bakın, TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) diye bir şirket var... Bu şirket batık bankalar başta olmak üzere Türkiye'de devletin el koyduğu milyarlarca dolarlık varlığı ve alacağı yönetiyor.
TELSİM diye bir GSM şirketi vardı bir zamanlar... Devlet şirkete el koydu...
TMSF de alacakları belli hukuk büroları ile takip ediyor!
Bu eşkıya zihniyetli avukatlarla!
Bu avukatlar insanları arıyorlar ve 'sizin 2004 yılından, 2005 yılından kalan telefon borcunuz var' diyorlar... Artık kime neyi tutturuyorlarsa "Deli Dumrul vergisi" gibi vatandaşın üzerine borç çıkarıyorlar...
Bir örnek aktarayım; "benim böyle bir hattım hiç olmadı" diyor tüketici... İki yıl önce bir tebligat göndermişler... Tebligat nedense adrese değil, muhtarlığa gitmiş!
Yani tüketicinin haberi yok!
7 gün içinde tebligata itiraz edilmediği için toplam iki faturanın 300 TL olan borcuna karşılık 14 yıl sonra çıkıp 3600 TL istiyorlar!
Kim adına?
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adına!
Bir zamanlar şirketler yanlarında çalışan insanların nüfus cüzdanlarını kullanarak hat çıkarıyorlardı. Hatta kontör satan işletmeler de ellerindeki fotokopi nüfus cüzdanları ile binlerce hat açtılar.
Tüketici "benim böyle bir hattım hiç olmadı" diyor ama kime ne anlatacaksınız?!
Mesele, geçim sıkıntısı içinde boğulan bu insanların hukuk bilgisizliğinden yararlanıp rant elde etmek!
TMSF Başkanı Muhittin Gülal'ın bu dolandırıcı tipli avukatlardan haberi olduğunu sanmıyorum... Çünkü devasa alacak takipleri yanında bunlar küçük büroların ilgileneceği türden işler!
Ancak "TMSF adına" denilerek; fahiş, haksız, hukuksuz paraların vatandaştan tahsil edildiğini bilmesi gerek...
Hukuk, vatandaşın aleyhine bu kadar kötüye kullanılabilir!
Türkiye'de hukuk işte böyle guguk oluyor!
Avukatlık yeminine bakınız; "Hukuka, ahlaka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusum ve vicdanım üzerine and içerim."
Bu yemine sadık kalmayan, tüketicinin arkasından dolanıp son lokmasına çökmek için, haksız, vicdansız hareket eden avukatlara da namussuz demek herhalde hakkımız oluyor!
Türkiye Barolar Birliği, memleketin gözbebeği kuruluşlarından biridir. Yönetiminde çok değerli, yurtsever, halkçı, namuslu dostlarım, ağabeylerim var.
Vatandaşı haksızca soyan bu eşkıyalara karşı tüketici dernekleri ile birlikte bir çekidüzen vermelidirler...
Başlığa bakıp Avukatlık mesleğini karaladığım sonucunu çıkaracak sivri zekâlara notum şudur; tersine, kutsal mesleğe ihanet edenlere dikkat çekiyorum.
***
Geçmiş olsun...
Bir de böyle avukatlar, hukukçular var...
Gazetecilerin kötü gün dostudur Avukat Kadir Kartal...
Emek sömürüsünün tavan yaptığı mesleklerden biridir gazetecilik... Haksız işten çıkarılanların cebinde dava açacak paraları olmaz. Kadir Abi'nin çoğu meslektaşımıza ücretsiz destek olduğunu bilirim...
Büyük bir yurtseverdir... Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi'nin Genel Başkanı...
Hatırlayacaksınız; Ege açıklarında Yunan işgali altında olan Türkiye'ye ait Koyun Adası'na çıkartma yapan hareket...
Türkiye'nin dört bir yanından gelen delegelerle birlikte Türk Bayrakları ve sancaklarla gemilere binip işgali protesto etmişlerdi!
Meral Akşener'e iğrenç iftiralar atan tetikçileri TV'den izleyip ertesi gün onlara "Türk kadınına hakaretten" dava açan avukat...
24 Haziran seçimlerinde İYİ Parti'yi destekleme kararı aldılar...
Kadir Kartal bir ameliyat geçirdi... Memleket derdi kalbini yormuş... Hızla iyileşiyor...
Geçmiş olsun demek için aradım; sağlık durumunu geçiştirip yine Türkiye'nin sorunları üzerine yarım saat konuştu...
Kendini fazla yorma Kadir Abi...
Gecenin en karanlık zamanı şafağın yaklaştığı andır...