2024 All Rights Reserved.
2001 yılında Türkiye büyük bir ekonomik krizle sarsılmıştı... Öyle ki, krizin siyasi aktörleri ilk seçimde sandığa gömülmüşlerdi...
AKP, 2003 yılında Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nu kurarak eski dönemin hesabını sormaya başlamıştı...
Komisyonun incelediği konulardan biri Merkez Bankası’ndan satılan dövizler ile ilgiliydi.
Dönemin AKP’li vekilleri, MB Başkanı Gazi Erçel’in döviz krizi öncesinde, TL hesabını dolara çevirmesini eleştiriyor ve birtakım grup ve bankalara yapılan 5 milyar dolarlık döviz satışını tarihi bir yolsuzluk olarak gündeme getiriyorlardı.
O dönemde ben de krizin perde arkasını yazdığım kitapta bu “karanlık satışa” dikkat çekmiştim.
Merkez Bankası’ndan 5 milyar dolar hangi grup, kişi ve bankalara satılmıştı?
Dönemin MB Başkan Yardımcısı Süreyya Serdengeçti, döviz satın alan bazı bankaları açıklamış, bazı holdinglerin isimlerini ise paylaşmamıştı...
AKP milletvekilleri haklı olarak bu “sırra” da büyük tepki göstermişlerdi...
*
Dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “MB’nin 128 milyar doları ne oldu?” diye tekrar sorduğunda o günleri hatırladım!
İktidarının ilk yılında önceki yönetimin sattığı 5 milyar doların peşine düşen, meseleyi “vurgun” olarak gündeme taşıyan AKP bugün topu taca atıyor!
Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Ekonomi Bakanı Berat Albayrak ve ilgili MB başkanları... Önceki iktidara sorduğunuz “5 milyar doları kimler aldı” sorusunun şimdiki muhatabı sizler oldunuz...
Üstelik sizin döneminizde satılan döviz, o dönemin 25 katı!...
Kendi ifadenizle soralım: “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimler gasp etti, kimler halkın sırtından döviz vurgunu yaptı?”
“50 yıllık meslek hayatımın en absürd soruşturması...”
FETÖ kumpaslarının da simge avukatlarından Celal Ülgen, emekli amirallere açılan davayı böyle yorumladı TELE 1’deki programımda...
Amirallerin ifade sürecini Uğur Dündar ve Celal Ülgen ile canlı yayında takip edip yorumluyorduk... Beklediğimiz haber geç saatte geldi... 14 emekli amiral çeşitli kısıtlamalarla serbest bırakılmışlardı..
Türkiye, yargı sopası kullanılarak, olmayan darbe senaryosu üzerinden korku ve sindirme iklimine sürüklenmek isteniyordu... Cesaret, korku bulutlarını dağıttı...
*
Saray beslemeleri hiçbir somut delile dayanmayan soruşturmada amiralleri içeri tıkmak için görevlerini yapmanın gayreti içindeydiler... Mahkemenin tahliye kararına neredeyse ağlayacaklardı...
İktidar, en üst düzeyde yaptığı açıklamalarla daha ilk anda darbecilikten mahkûm etmişti amiralleri...
Ve emin olun... Eğer bir avuç bağımsız medya kuruluşu ve cesur gazeteciler olmasaydı, bu film de Ergenekon, Balyoz davalarının senaryosu gibi devam edecekti...
Özellikle Cumhuriyet gazetesi, başyazısı, haber ve yorumları ile büyük resmin ne olduğunu ilk anda kamuoyuna aktardı.
*
Emekli amirallere; Montrö’yü savunmanın, Mavi Vatan’da emperyalizm ile kapışmanın, TSK’deki gerici yapılanmayı eleştirmenin faturası kesilecekti...
Bu kez tutmadı... Görünen o ki Türk halkı da AKP’li yıllarda ardı sıra yaşanan kumpaslardan, gerilimden yorgun...
Büyük soru şu: Emekli amirallerin Türkiye’nin ulusal çıkarları için yaptıkları açıklamadan, onların varlığından kimler rahatsız oldu ve bu itibar suikastını, linç girişimini kim planladı?
Hem ABD’ye ışık yakıp hem içeride vatanseverlere korku salmak istenen kurguda kimin parmak izi var?